 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/12102
Karar no : 1996/4410
Tarih : 25.1.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat İlhan B... ile davalı Halim S...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı müteahhit olan davalıdan 15.9.1991 tarihli protokol ile bir daire satın aldığını davalının protokol gereğince satın aldığı daireyi 31.12.1991 tarihte bitirip teslim etmeyi taahhüt ettiği halde, edimini yerine getirmeyerek, taşınmazı tapu da 3.şahsa sattığını, zarara uğradığını ileri sürerek, 917.500.000 TL.nın dava tarihinden itibaren işleyecek %54 temerrüt faizi ile davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 80.000.000 TL.nin dava tarihinden itibaren %54 temerrüt faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı müteahhidin dava dışı arsa sahipleri Fatma Gülser A... ile yaptığı 6.12.1990 tarihli kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi uyarınca payına düşen daireyi 15.9.1991 tarihli harici sözleşme ile davacıya sattığı toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi resen düzenlendiği için geçerlidir. Uygulamada da kabul edildiği gibi davalı müteahhit kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca payına düşen daireyi satmakla bu sözleşmeden doğan hakkını, davacıya temlik etmiş sayılmaktadır. Alacağın temliki yazılı olarak yapıldığı takdirde geçerlidir. Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan satış sözleşmesi yazılı şekilde yapıldığına göre geçerli bulunduğundan davacı bu sözleşmeye dayanarak olumlu zararını isteyebilir. Mahkemece bu yön gözetilerek işin esası incelenmeli ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Kanuna uygun görüşlerin gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine peşin harcın istek halinde iadesine 25.1.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.