 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1994/2953
K. 1994/4517
T. 9.5.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HAKSIZ IKTISAP
(Uygulanacak hukuk kuralları)
KARAR ÖZETİ : Çalıştıkları Kurum tarafından kendi istek ve arzuları dışında resen emekliye sevk edilen, daha sonra İdare Mahkemelerince alınmış yürütmenin durdurulması kararı gereğince göreve başlatılan personele ödenmiş olan emekli ikramiyesinin istirdadının hukuken mümkün olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık hususunda yasalarda açık veya örtülü hiçbir hüküm bulunmadığından, uyuşmazlığın çözümü için hak ve nasafet ilkeleri, objektif iyi niyet kuralları ve hukuk devleti esasları uygulanmalıdır.
(743s.MK.m. 1,2,4)
(818 s. BK. m. 61)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı; kurumlarında görevli bulunan davalıyı 29.1.1993 tarihinde resen emekliye sevk ederek 181.966.000 TL.sı emekli ikramiyesi ödediklerini, idare Mahkemesine işlemin iptali için açtığı davada davalının yürütmenin durdurulması kararı aldığını, böylece idare Hukukunun ana kurallarına göre işlemin yapıldığı ilk noktaya döndüğünü ve emekli statüsünün ortadan kalkmış sayılacağını, o nedenle birtakım hakları iade edilerek davalının göreve başlatıldığını öne sürerek vücut sebebi ortadan kalkan emekli ikramiyesinin istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı; kendi durumuyla ilgili emekli ikramiyesinin iadesini öngören bir yasa hükmü bulunmadığını, ödenen ikramiyenin ikinci kez yapılan emeklilikte tahakkuk ettirilecek ikramiyeden mahsup edilebileceğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; Ankara İdare Mahkemesince işlemin durdurulmasına daha sonra da iptaline karar verilmesi üzerine davalının işe başlatıldığını, ödenen emekli ikramiyesinin tekrar emekliye sevk edilme zamanına kadar davalı mal varlığında kalmasının Kurum'un zararına yol açacağını ve asgari paranın faizinden mahrum kalacağını, bunun da hak ve nesafet kurallarınca üstün görülemeyeceği kabul edilmiş, davalıya ödenen emekli ikramiyesinin faizi ile birlikte istirdadına karar verilmiştir.
Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
- İlk önce taraflar arasında gelişen maddi ve hukuki olaylar ile idari yargıdaki evrelerin belirlenmesi gerekir.
- Davacı MKE. Kurumu Genel Müdürlüğü'nde 657 sayılı Kanun hükümlerine bağlı Başmüfettiş kadrosunda çalışan davalı, 29.1.1993 tarihinde re'sen emekliye sevk edilmiştir.
- Emekli Sandığı'nca, çalışma hizmet yılı karşılığı emekli ikramiyesi davalıya ödenmiştir.
- Ankara Bir numaralı idare Mahkemesi'nin 9.2.1993 tarih, 1993/247 esas sayılı kararı ile işlemin yürütülmesi durdurulmuş, 23.6.1993 tarih, 1993/247 esas, 1993/693 karar sayılı hükümle işlem iptal edilmiştir.
---- İdare Mahkemesinin kararı uyarınca 29.4.1993 tarihinde davalı görevine başlatılmıştır.
------ Davacı Kurum'un, davalı ve bunun durumunda bulunan kişilerin resen emekliye ayrılmalarına yönelik 3.11.1992 günlü ve 2302 sayılı çıkardığı genelge hukuka aykırı görülerek Danıştay 10. Dairesi'nin 1992-4292 sayılı ve 19.1.1993 tarihli hükmü ile iptal edilmiştir. Anlatılan bu olgular say, savunma, toplanan delil ve belgeler ile Danıştay; idare Mahkemesi Kararları ile açıkça anlaşılmaktadır. -
Şimdi, davanın hukuki tanım ve nitelendirmesinin yapılmasına sıra gelmiştir. Dava, hukuksal nitelikçe BK.nun 61. maddesince gerçekleşmemiş bulunan ya da hukuki varlığı sona eren bir nedene dayanılarak alınan şeyin geri verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümlenmesi, çalıştıkları Kurum tarafından kendi talep ve arzuları dışında resen emekliye sevk edilen, daha sonra idare Mahkemelerince alınmış yürütmenin durdurulması kararı gereğince göreve başlatılan personele ödenmiş olan emekli ikramiyesinin istirdadının hukuken mümkün olup olmadığının tesbitinde toplanmaktadır.
Hemen belirtelim ki, az yukarda ana hatlarıyla açıklanan davanın çözümü ile ilgili yasalarda açık veya örtülü hiç bir hüküm bulunmamaktadır. Olayın, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 6122 sayılı Kanunla değişik 89. maddesi hükmüyle de bağlantılı bir yönü bulunmamaktadır. Anılan yasa / maddesi, yasal hükümler çerçevesinde ve normal hukuki prosedür uygulanarak emekliye sevk edilenlerden sonradan emeklilik hakkı tanınan bir göreve tayin edilerek tekrar emekliye ayrılanların durumunu düzenlediği çok açıktır. Öyle ise, davaya uygulanması gereken doğrudan veya dolaylı bir yasa maddesi bulunmadığına göre, hak ve nesafet ilkeleri objektif iyi niyet kuralları (MK. m. 1, 2, 4) esas alınıp uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Davalıya attı gereken bir kusur iddia ve ispat edilememiştir. Rıza ve istem dışı doğrudan emekliye ayrılma sözkonusudur. Davalının aldığı ikramiyeyi mal varlığından çıkarabileceği yaşam deneylerine, hayatın normal akışına tamamen uygundur. Bu durum karşısında, emekli ikramiyesinin davalıdan geri istenmesinin; objektif iyi niyet kuralları hakkaniyet ilkeleri ile hukuk devleti esaslarına ters düşeceğinde kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Bu kabul altında denilebilir ki, emekli ikramiyesi geri istenmemeli, sonradan emekliye ayrılma halinde evvelce alınan ikramiyenin son defa tahakkuk ettirilecek emekli ikramiyesinden mahsubu yapılmak suretiyle sadece farkının ödenmesi yapılmalı, böylece somut adalet gerçekleştirilmelidir. Bu konuda Sayıştay Genel Kurulu'nun görüşü de aynı doğrultudadır (Bkz. Sayıştay Genel Kurulu'nun 24.1964-2939/3 sayılı kararı).
Şu durum karşısında, idari tasarrufun iptaline yönelik idare mahkemesindeki davanın sonucunun dahi bu davaya etkili olmayacağı açıktır. Mahkemece hukuki nitelendirme ve yorumunda hataya düşülerek davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 250.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 9.5.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.