 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1993/3606
K. 1993/3635
T. 29.4.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVALARIN EN AZ GİDERLE ÇÖZÜMÜ
ÖLÜNCEYEKADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ
KARAR ÖZETİ Hakim, davayı çabuk ve en az gider gerektirecek biçimde inceleyerek karara bağlamakla yükümlüdür. Bunun için de hakimin dava dosyasını tamamen okuyup, dava hakkında tam bilgi sahibi olmadan duruşma günü tayin etmemelidir.
(818 s. BK. m. 511)
(1086 s. HUMK. m. 77)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı, davalının babası Hüseyin'i 40 yılı aşkın bir zamandır bakıp gözettiğini, her türlü ihtiyaçlarını giderdiğini, emeklerine karşılık bir kaç parça taşınmaz mal vereceğini müteveffanın vaad ettiğini, fakat bunları yerine getiremeden öldüğünü Öne sürerek bakım ve gözetimi karşılığı 30.000.000 TL.nın davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, iş Mahkemesinin davaya bakmaya görevli olduğu kabul edilmiş, görevsizlik kararı verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
BU dava nedeni ile tam yeri geldiği için HUMK.nun 77. maddesi hükmünü açıklamakta yarar görülmüştür. Hakim davayı çabuk ve en az masraf gerektirecek şekilde, diğer bir anlatımla ekonomik bir biçimde görmekle yükümlüdür (HUMK. md. 77). Bu çabukluk, basitlik ve ucuzluk ilkesi çok önemli olduğundan Anayasamız dahi hükme bağlama ihtiyacını duymuştur (Bkz. Anayasa 141/son). Gerçektende bir uyuşmazlık bir dava ile mahkeme önüne getirildikten sonra artık kamu yararı alanına girmiş sayılır. Davanın çabuk bir şekilde görülmesinde tarafların olduğu kadar toplumun da yararı vardır. Bu nedenle hakim davayı mümkün olduğu kadar çabuk, düzenli ve ekonomik bir şekilde sonuçlandırmakla yükümlüdür. Hakim anılan yasa maddesinin amacını yerine getirmeye çalışırken dava dosyasını tamamen okuyup, dava hakkında tam bilgi sahibi olmadan duruşma günü tayin etmemeye özen göstermelidir. Hakim davaya iyice hazırlanmalı, tarafların hangi hususlarda çekişme içinde bulunduklarını, hangilerinde olmadıklarını tesbit etmelidir. Bundan sonra çekişme olmayan hususlarda araştırmaya gerek olmadığı için araştırma daha çok çekişmeli konulara yöneltilmelidir. Bu cümleden olarak hakim Öncelikle esas hakkında tahkikata girişmeden önce dava şartlarının var olup olmadığını tesbit etmeli, bunlardan birinin bulunmadığının sonucuna kavuşursa davayı esasa girmeden dinleme olanağı olmadığından reddetmelidir. Bu nedenle, hakim henüz esasa girişmeden öncelikle davanın başında, görev sorununu ve diğer dava şartlarını doğrudan incelemesi ancak bunların varlığını tesbit ettikten sonra esas hakkında araştırmaya girişmesi gerekir. Esas hakkında araştırma ve inceleme yapılıp hüküm verilebilecek bir aşamaya gelindiğinde hakim, mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle davayı olayımızda olduğu gibi reddederse, o zamana kadar boş yere uğraşılmış olur. Bu nedenle hakimin daha esasa girmeden önce görev sorununu doğrudan incelemesi yasal görevidir. Dava; 9.11.1989 tarihinde açılmış, işin esasına girişilerek deliller toplanmış, 3 yıl, 2 ay, 18 gün geçtik-ten sonra 27.1.1993 tarihinde görevsizlik kararı verilmiştir. Bu durum, az yukarıda açıklanan yasal kurallara aykırı olduğu gibi kamu. vicdanını ve adalet duygularını da rencide ettiğinden kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
Davanın çözümü sırasında hakimin başlangıçta göz önünde tutması gerekli yasal kurallar anlatılarak mahkeme kararı eleştirildikten sonra şimdi temyiz incelemesinin esasına girilmesine sıra gelmiştir.
Davacı, davalının miras bırakanını 40 yıldan fazla bir zamandır şefkat ve ihtimamla bakıp gözettiğini, her türlü ihtiyaçlarını giderdiğini, emek ve masraflarına karşılık miras bırakanın bir kaç tarla vereceğine dair vaadde bulunduğunu, Ölümünden sonra miras bırakana ait ve kendisi tarafından kullanılmakta olan taşınmazlardan çıkarılması amacıyla davalının elatmanın önlenmesi davası açtığını açıklayarak davasını bu maddi olgulara dayandırmıştır.
Bir davada ileri sürülen maddi olguları değerlendirmek, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HUMK. md. 76).
İş Kanununun 1. maddesine göre, "bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişiye işçi denir" bu tanımından anlaşılacağı üzere iş gören bir kimsenin işçi olarak nitelendirilebilmesi için şu unsurların gerçekleşmesi gereklidir:
a) Hizmet akdine göre çalışma,
b) Ücret karşılığında çalışma,
c) Herhangi bir işte çalışma.
İddia, savunma, toplanan delil ve belgeler, somut olayın Özelliği göz önünde tutulduğunda davacı ile davalının miras bırakanı arasındaki ilişki anılan yasa maddesi anlamında hizmet akdi ile kurulmuş bir hizmet ilişkisi olmayıp BK.nun 511. maddesine uygun Ölünceye kadar bakma sözleşmesi olduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Gerçektende anılan maddede tarif edildiği şekilde; ölünceye kadar bakma sözleşmesi akitlerden birinin ötekine, ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek koşulu ile bir mal varlığının veya bazı malların temlikinin amaçlanıp borçlanıldığı bir akittir (BK. md. 511).
Hal böyle olunca, bu tür davaların çözümlenme yeri iş mahkemeleri olmayıp, genel mahkemelerdir.
Az yukarıda açıklanan hukuk kuralları gözetilmeden, hukuki tanım ve yorumda yanılgıya düşülerek davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekeceğinden bahisle yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların delil ve karşı delilleri toplanmalı, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde işin esası hakkında karar vermekten ibarettir.
SONUÇ Temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 29.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.