 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1993/36
K. 1993/459
T. 26.1.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TESBİT VE MÜDAHALENİN MEN'İ
SÜRELİ VEKALETNAME
SÜRE BİTİMİNDEN SONRA SATIŞ
KARAR ÖZETİ Temsil kudretinden yoksun veya kaybetmiş bir kimsenin, başkasını temsilen iyi niyetli üçüncü kişiyle, sözleşme yapması temsil edilen kimsenin leh ve aleyhinde doğrudan doğruya hiç bir hüküm ve netice doğurmaz.
(818 s. BK. m. 38, 390)
Taraflar arasındaki karşılıklı tesbit ve müdahalenin meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı ve karşı davacı Celal avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı Celal'e ait 1980 model BMW marka otomobili vekili diğer davalı Saadettin'den Bursa 3. Noterliğinde düzenlenen sözleşme ile satım ve teslim aldığını, trafik işlemlerini tamamlamak için İstanbul trafiğine başvurduğunda vekil Saadettin'in azledilmesi nedeni ile işlem yaptıramadığını, daha sonra otomobilinin çalındığı iddiasının ortaya atıldığını, esasen davalı Celal'in otomobilini diğer davalıya sanığı ve onun da başkasına satmasını temin maksadıyla vekaletnamenin verildiğinin belirlendiğini, geçerli sözleşmeyle otomobilin mülkiyetini iktisap ettiğini öne sürerek davalıların muarazalarının önlenmesine mülkiyetin kendisine geçmiş olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Celal davaya karşı savunmasında ve karşı davasında:
a) HUMK.nun 9. maddesine dayanılarak yetki itirazında bulunmuş davanın İstanbul da açılması gerektiğini savunmuştur.
b) Sahibi bulunduğu 1980 model özel otomobilini satması için Halil isimli şahsa vekaletname verdiğini, davalı Saadettin'in otomobile müşteri olduğunu, karısı üzerine aracın kaydını yapacağından söz ederek tevkil yetkisi bulunan vekili Halil'den İstanbul On üçüncü Noterliği'nden ancak 1.3.1991 ile 6.3.1991 tarihine kadar geçerli olacak şekilde süreli vekaletname aldığını, "satış parasını evden getireceğim" diyerek araçla vekilin yanından ayrıldıktan sonra bir daha dönmediğini, vekili Halil'in Cumhuriyet Savcılığına başvurduğunu, hemen 4.3.1991 tarihinde de aracı kaçıran Saadettin'i vekaletten azlettiğini ve azli gazetede ilan suretiyle duyurduğunu, vekaletnamedeki sürenin sona ermesi üzerine tahrifat yaparak süreyi 26.3.1991 olarak değiştirip davacıya satışta bulunduğunu, o nedenle bu vekaletnameyle yapılan satışın geçerli olmayacağını ve davacının iyi niyetinin korunamayacağını Öne sürerek, hakkında açılan davanın reddine, karşı davasının kabulü ile otomobilin kendisine teslimine karar verilmesini istemiştir. Adresi tesbit edilemediğinden diğer davalı Saadettin'e tebligat yapılamamış, 18.6.1992 tarihli oturumda hakkındaki davetiye bırakılmıştır.
Mahkemece, vasıtayı noterden düzenlenen sözleşmeyle ve hüsnüniyetle satın alan davacının iktisabının geçerli olduğu kabul edilmiş araç mülkeyitinin davacı karşı davalı Ismet'e ait olduğunun tesbitine karşılık davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı ve karşı davalı Celal tarafından temyiz edilmiştir.
1- Sav, savunma, toplanan deliller ve 1991/266 E.,1992/156 K. numaralı Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasındaki bilgi ve belgelerden; davalı karşı davacı Celal'in vekili Halil'in başkasına tevkil yetkisine dayanarak davalı Saadettin'i İstanbul On üçüncü Noterliği'nden tanzim edilen 1.3.1991 tarihli 17507 yevmiye numaralı vekaletnameyle sadece 6.3.1991 tarihine kadar geçerli olmak kaydıyla ve karısına satış işlemlerinin yapılması için vekil kıldığı; satış parasını Pendik'teki evinde verilmesi amacıyla gidildiğinde aracın kaçırıldığı, aynı gün Pendik Cumhuriyet Savcılığı'na dolandırıcılık suçundan dolayı şikayette bulunulduğu 4.3.1991 tarihinde de Saadettin'in vekaletten azledildiği ve trafik siciline de şerh konulduğu ve üçüncü kişilere azim duyurulması amacı ile gazeteye ilan verildiği, daha sonra davalı Saadettin'in vekaletnamenin geçerlik süresi olan 6.2.1991 tarihin başına (2) rakamı yazarak 26.2.1991 olarak tahrif edip Bursa 3. Noterliği'nin 7.3.1991 gün ve 14345 yevmiye sayılı kati satış sözleşmesiyle davacı karşı davalı İsmet'e aracı satıp teslim ettiği açıkça anlaşılmıştır.
2- Davacı ve karşı davalıya yapılan satışta dayanılan ve vekil Halil tarafından tevkii yetkisine dayanılarak davalı Saadettin'e verilen vekaletname 6.3.1991 tarihine kadar geçerli olmak üzere kesin bir süre için verilmiştir. O halde sürenin geçmesinden itibaren başka bir koşul aranmadan vekaletnamenin son bulacağında duraksamaya yer olmamalıdır.
3- Davacı ve karşı davalıya karşı yapılan satış akdi anılan vekaletnamenin geçerlilik süresinin bitiminden bir gün sonra 7.3.1991 tarihinde düzenlenmiştir. Diğer bir anlatımla davalı Saadettin'in temsil yetkisi kalktıktan sonra satış yapılmıştır. Çünkü, vekaletname süresi olan 6.3.1991 tarihi sahtecilikle 26.3.1991 tarihine dönüştürüldüğünden bu tarihe itibar edilemeyecektir. O nedenle Temsil Kudretinden yoksun veya kaybetmiş bir kimsenin başkasını temsiler iyi niyetli üçüncü kişiyle sözleşme yapması temsil edilen kimsenin leh ve aleyhinde doğrudan doğruya hiç bir hüküm ve netice doğurmayacağı için davacı ve karşı davalının iktisabının korunması mümkün değildir. Ancak, temsil edilenin yetkisiz temsilci tarafından yapılan işleme icazet (onam) vermesi halinde doğrudan doğruya temsile ait sonuçlar işlemin yapıldığı tarihten itibaren meydana gelmiş olur ve işlemler geçerlik kazanabilir (BK. Md. 38/1). Fakat davalı karşı davacı Celal ve vekili Halil'in davacı ve karşı davalıya yapılan satış akdine icazet (onam) verdiği iddia ve ispat dahi edilmemiştir. Aksine vekil azledilip gazete de ilan edilerek ve trafik kaydına da şerh konulmak suretiyle icazet verilmediği hususu açıkça belirlenmiştir.
4- Yine uyuşmazlığın çözümüne şu açıdan da bakmak zorunluğu vardır. Mülkiyetin iktisabında iyi niyet ve zilyedliğin yanında geçerli bir sebebin varlığı da gerekir. Gerçekte de; menkullerde de mülkiyetin nakline ilişkin hukuki muamelenin geçerli olması bu muameleye esas teşkil eden illi Muamelenin geçerli ve mevcut olmasına bağlıdır. Sahte vekaletname ile yapılan satışta geçerli bir sebebin mevcut olmadığında duraksamaya yer olmamalıdır. Bu yüzden aracın mülkiyeti alıcı (davacı karşı davalı) ya geçmez ve hüsnüniyet iddiası ile üçüncü kişilerin himayesinden de söz edilemez.
5- Tüm açıklananların ışığı altında hüküm kurulması gerekirken, hukuki nitelendirmede yanlış yol izlenerek asıl davanın kabulüne karşı davanın ise reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Öyleyse mahkemece karşı davanın kabulü esas davanın ise reddi doğrultusunda hüküm kurulmalıdır.
S o n uç Mahkeme kararının temyizde bulunan davalı ve karşı davacı Celal yararına (BOZULMASINA), 100.000 lira duruşma avukatlık parasının davacı ve karşı davalı ismetten alınarak davalı karşı davacı Celal'e Ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.1.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.