 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1993/2426
K. 1993/3966
T. 6.5.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BİNA MALİKİNİN SORUMLULUĞU
KARAR ÖZETİ Bina malikinin sorumluluğu, bina maliki ile zarara uğrayan arasında bir akdi ilişki yoksa kural olarak Borçlar Yasasının 60. maddesinin birinci bendinde yazılı bir yıllık zamanaşımına tabidir.
(818 s. BK. m. 60/1)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı davalılar avukatınca da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar davalılardan yüklenici Selahattin'in inşa ettiği Beyazıt Apartmanı'ndan satın aldıkları, dairelerin malikleri olduklarını bitişiklerinde Uysal Apartmanını da davalı Mustafa'nın yaptığını ve daha sonra proje ve imara aykırı biçimde Beyazıt Apartmanı'na birleştirdiğini Beyazıt Apartmanı'nın ayıplı ve dayanaksız inşa edilmesi Uysal Apartmanı'na birleşmesinin ise, projeye aykırı yapılması nedeni ile 12.2.1992 tarihinde meydana gelen depremde binanın oturulamayacak hale geldiğini zarardan her iki davalının sorumlu olduklarını öne sürerek zararlarının tazminini istemişlerdir.
Davalılar, zamanaşımı definde bulunmuşlar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, açılan davalar birleştirilmiş binanın ruhsatının alındığı 1978 yılından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilmiş, zamanaşımı nedeni ile davaların reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacılar ve davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların, davalılardan Selahattine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalılardan Mustafa hakkında verilen mahkeme kararına ilişkin davacıların temyiz itirazlarının incelenmesinde: Davacılar Mustafa ya açtıkları davalarında; Uysal Apartmanı'nı inşa eden Mustafa'nın konsol uçlarını projeye aykırı olarak yapıp binasını Beyazıt Apartmanı'na birleştirdiğini ve deprem esnasında binaların farklı salınım yapmaları sonucunda, bu konsol uçlarının mahmuz gibi Beyazıt Apartmanına darbe yaparak, zararın meydana gelmesinde asli rol oynadığını ileri sürmüşler, sorumluluğu bu maddi olguya dayandırmışlardır.
Bir davada ileri sürülen maddi olguları nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak Hakimin doğrudan görevidir.
(HUMK. Md. 76) Mustafa'ya açılan dava hukuksal nitelikçe Borçlar Yasasının 58 inci maddesine dayalı tazminat isteminden ibarettir.
Bina malikinin sorumluluğu, bina maliki ile zarara uğrayan arasında bir akdi ilişki yoksa kural olarak Borçlar Yasasının 60. maddesinin birinci bendinde yazılı bir yıllık zamanaşımına tabidir. Davacılar ile davalı Mustafa arasında akdi bir ilişkinin varlığı iddia ve ispatta edilmiş değildir. Haksız eylemden doğan zararla ilgili tazminat davası zamanaşımı, kural olarak zararın ve tazminat borçlusu kişinin öğrenildiği tarihte başlar. Zararın öğrenilmiş sayı1-ması için, zararın varlığı, kapsamı; niteliği ve esaslı unsurlarının ne olduğunun bilinmesi veya bilinmesinin mümkün olması gerekir. Olayımızda zararın öğrenildiği tarihin depremin vukua geldiği 12.2.1992 tarihi olduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır.
Davalar, 27.4.1992 ve 26.5.1992 tarihinde açılmış olduğundan zamanaşımı gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca, davacıların davalı Mustafa hakkında açtıkları davanın esasına girilmeli delil ve karşı deliller toplanmalı Uzman Bilirkişiler Kurulu'na inceleme yaptırılarak yapımda (Uysal apartmanının Beyazıt apartmanına birleştirilmesi yapımında) bir bozukluk olup olmadığı belirlenmeli, bozukluk görüldüğünde bununla zarar arasında "uygun illiyet bağı"nın var olup olmadığı araştırılıp açığa çıkarılmalı varlığı tesbit edilirse bu defa Mücbir sebep olup deprem olayının bu bağı kesip kesmeyeceği üzerinde durulup aydınlığa kavuşturulmalı, gerekirse, olayda Bk.nun 44 üncü maddesinin göz önüne alınıp alınmayacağı düşünülmeli, hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Hemen belirtelim ki, zarar ile yapımdaki bozukluk arasında "Uygun İlliyet Bağı" mevcut olmalıdır. Bu uygun illiyet bağı yoksa veya zarar illiyet bağını kesen mücbir sebepten kaynaklanmışsa bina malikinin sorumluluğuna gidilemeyeceği gözden kaçırılmamalıdır. o halde, anılan hukuki esaslar uyarınca yapılmış bir inceleme ve değerlendirmeye dayanmayan hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek satım ak-dinde uygulanan 10 yıllık zamanaşımı süresinin davalı Mustafa'ya da uygulamak suretiyle zaman aşımından davayı ret eden mahkeme kararı usule ve yasaya aykırı olduğu için bozulmalıdır.
3- Davalıların temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine gerek olmadığına,
SONUÇ Davacıların davalı Selahattin'e yönelik temyiz itirazlarının 1 inci bent gereğince Reddine, hükmün (ONANMASINA), 2 nci bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacılar yararına, davalı Mustafa aleyhine (BOZULMASINA), 3. bent gereğince davalıların temyiz itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 250.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacılara ödenmesine, 6.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.