Hukuki.NET

T.C. 
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/10079
Karar No: 1993/10182
Tarih: 21.12.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Ayşe Gülay Surel vekili avukat Ahmet Çelik ile Sabit Kamhi vekili avukat Aydın Kazancı aralarındaki dava hakkında Gebze 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 19.11.1992 tarih ve 732-638 sayılı hükmün Dairenin 13.5.1993 tarih ve 2370-4191 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu:
 
KARAR : Davacı boşandığı eşi ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle teminat olmak üzere kendisine ait iki parça taşınmazın aynı gün noterde ayrı ayrı yapılan iki sözleşme ile davalıya satışı vaad edilip tapuyada şerh verildiğini aralarındaki işlemin aslında satış değil teminat olduğunu ve muvazaa nedeniyle 4.12.1990 tarihli ve 37257 sayılı taşınmaz satış vaadi senedinin iptaline, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf temyiz etmiş ve hüküm dairemizce bozulmuş olup bu kerre davacı karar düzeltme talep etmiştir.
Davacı aynı gün Gebze Darıca Köyünde bulunan taşınmazını 250.000.000 liraya İstanbul Beşiktaş İlçesi Mecidiye Mahallesindeki taşınmazını da 500.000.000 liraya 4.12.1990 tarihli 37257 ve 37258 yevmiye nolu iki ayrı noterde yapılan sözleşme ile davalıya satış vaadinde bulunmuş, sözleşmede bedelin peşin ödendiği alacının her an tapuda ferağ isteyebileceğinin, tapu masraflarının satıcıya ait olduğu belirtilmiştir. Satış vaadi tapuya da işlenmiştir. Davacı 6.12.1990 tarihli 37836 yevmiye nolu vekaletname ile 14.12.1990 tarihli 37257 ve 37258 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmelerini anlaşma sağlanamadığı takdirde feshetmeye, şartlarını tayin ve tesbite bu hususta karşı tarafla anlaşma sağlamaya ihtilafları halletmeye ilgili tapuda verilen şerhi kaldırmaya ve bunun için ilgili tapu idaresinde kendisini temsile" yetki verdiği görülmüştür.
Dava konusu taşınmaz ve onunla aynı gün satış vaadinde bulunulan diğer taşınmaz halen davacı tasarrufun da olduğu hususu taraflar arasında ihtilafsızdır. Dosyaya ibraz edilen belge ve deliller ile davalı vekilinin muhtelif layihaları ve bilhassa 20.4.1992 tarihli layihasından, davacının eski eşine ait İntergift firması ile Kemopharm firması arasında ticari ilişki olduğu, davalının da Kemopharm firmasında çalıştığı hususlar da sabit ve tartışmasızdır. Davalı ticaretle uğraşmadığına dair bir savunmada da bulunmamıştır. Davacının eski eşine ait firma ile davalının kişisel olarak veya en azından çalıştığı Kemopharm adlı firmanın temsilci veya yetkilisi olarak aralarında ticari ilişki olduğu, davalının imza ve yazıların kendisine ait olduğunu bildirdiği, dosyadaki muhtelif ve bilhassa 17.10.1990 ve 22.1.1991 tarihli belgelerden anlaşılmaktadır.
Peşin ve yüksek bedelle aynı gün alınan iki parça taşınmazın tapuda devir işlemleri yapılarak satın alınması mümkün iken, noterde satış vaadi sözleşmesi yapılması bu işlemin tapuya işlenmesi satış vaadinden iki gün sonraki tarihte davalının tayin ettiği vekiline, "satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tapuda satış işlemlerinin yapılması" için değilde aksine ve sadece "bu sözleşmelerin anlaşma yapılarak feshi, fesih şartlarının tayin ve tesbiti bu konuda anlaşma yapması, tapuya verilen şerhin kaldırılması" için yetki verilmesi ve halen bu taşınmazların davacı elinde bulunması gibi hayatın olağan akışına ters ve alışılmışın dışındaki, davalı tarafından vekiline verilen yetki ve diğer hususlar, dava konusu olan 4.12.1990 tarihli 37257 sayılı satış vaadi sözleşmesinin davacının eski eşine ait firma ile Kemopharm firması veya bu firmanın yetkilisi olan davalı arasındaki ticari ilişkilerin teminatı olmak üzere yapıldığını gerçek bir satış vaadi sözleşmesi olmadığını göstermektedir. Bu nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup onanması gerekirken zuhulen bozulduğu bu kerre yapılan inceleme ile anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına ve hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteminin kabulüne Dairemizin 1993/2370 esas 1993/4191 karar ve 13.5.1993 tarihli bozma kararının kaldırılmasına, hükmün (ONANMASINA), 21.12.1993 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini