 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1992/9981
K. 1993/518
T. 28.1.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İSTİHKAK DAVASI
ÇALINTI ARAÇ
CEZA MAHKEMESİNİN HÜKMÜ
ÖZET Aracın, davalı istemi tarafından davacıdan çalınarak diğer davalıya satıldığına ilişkin ceza mahkemesinin hükmü hukuk hükmini bağlar. Çalıntı aracı satın alan Mehmet'in hüsnüniyeti esas alınarak iktisabına geçerlik kazandırılması mümkün değildir.
(818 s. BK. m. 53)
Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı satış akdinin iptaline, davacının istemesi halinde davalı İstemihan'dan zararını ayrı dava ile talep etmekte muhtariyetine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacı, yurt dışından getirilen aracın maliki olan Abdülaziz'in vekili davalı İstemi'den, Yenimahalle 2. Noterliği'nce düzenlenen 7.3.1985 gün ve 14061 yevmiye numaralı kati'i satış senedi ile satın aldığını, plakasını çıkarma işlemleri sırasında motor numarasının sonradan vurulduğu ileri sürülerek gümrükçe el konulduğunu, aracı yurda sokanlar hakkında Altındağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne kamu davası açıldığını, davaya müdahil olarak katıldığını, davanın beraatle sonuçlanması üzerine aracın maliki olduğu için gümrükçe kendisine teslim edildiğini, plakasını çıkarmak amacıyla ehliyeti olmadığından davalı İstemi'den kullanmasını isteyerek birlikte İstanbul'a gitmeye karar verdiğini, elbiselerini değiştirmek için eve uğradığında İstemi'nin arabayı kaçırmış olduğunu gördüğünü, Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu, daha sonra aracın istemi tarafından diğer davalı Mehmet'e danışıklı olarak satıldığını öne sürerek, davalılar arasındaki satışın iptaline, aracın kendisine teslimine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Mehmet, aracın mülkiyetini iyi niyetle ve satış akdine dayanarak iktisap ettiğini, davacı ile İstemi arasındaki olayların ve ilişkilerin kendisini bağlamayacağını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Davalı İstemi; aracı kaçırmadığını, para almadan itimada dayanarak davacıya satışta bulunduğunu savunmuştur.
Mahkemece; hem davacıya hem de davalı Mehmet'e yapılan satışların geçerli olduğu, Mehmet'in aracı danışıklı biçimde satın aldığı kanıtlanamadığından iktisabının korunması gerektiği kabul edilmiş, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının şikayeti üzerine açılan kamu davası sonunda davalılardan İstemi'nin bu davanın konusunu oluşturan davacıya ait aracı çalmasından dolayı mahkum olduğu, hükmün Yargıtay'ca onanarak kesinleştiği Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 1990/574 E., 1990/938 K. sayılı dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Yine davacının, davalı Mehmet'ten evvel Yenimahalle 2. Noterliği'nin düzenlediği 7.3.1985 gün ve 14061 yevmiye numaralı kat'i satış senedi ile araca hukuken geçerli şekilde malik olduğu belirgindir. Bir davada ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir (HUMK. md. 76).
Dava, hukuksal nitelikçe mülkiyette dayanan istihkak davasıdır (MK. md. 618). Bu tip davada mülkiyet hakkının tesbiti ile malın iadesi istenir. Nitekim davacı da aynı amaca yönelik istemde bulunmuştur. Davacı mülkiyet hakkının varlığını noterlikçe düzenlenen satış akdi ile kanıtlamıştır. Mülkiyete dayanan istihkak davasında da MK. md. 902'deki hükümler uygulanır. Malın çalınmış, kaybedilmiş veya herhangi bir suretle rıza dışı elden çıkmış olduğu hallerdeki vaki iktisaplarda MK. md. 902/son fıkrası dışında hüsnüniyet korunamaz (MK. md. 902). Az yukarıda açıklandığı üzere, aracın davalı İstemi tarafından davacıdan çalınarak diğer davalıya satıldığına ilişkin Ceza Mahkemesinin hükmü hukuk hakimini bağlar (BK. md. 53). Olayımızda, MK. md. 902/son fıkrasının da uygulanmasını gerektirir durum mevcut değildir. Hal böyle olunca çalıntı aracı satın alan Mehmet'in hüsnüniyeti esas alınarak iktisabına geçerlik kazandırılması mümkün değildir.
Mahkemece, hukuki nitelendirmede yanlışlığa düşülerek ve anılan yasa maddeleri göz ardı edilerek davanın kabulü yerine reddedilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan gerçeklerle hükmü temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.1.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|