 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1991/999
K: 1991/3762
T: 01.04.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı adına kayıtlı fakat kendisinin 1/4 oranında ortak olduğu taşınmazın davalı tarafından 91.000.000 TL.ya satıldığını davalının söylemesi üzerine 2.3.1987 tarihinde sözleşme yapılıp satış bedelinden 1/4 payını aldığını, sonradan yaptığı araştırmada ortak olduğu taşınmazın tapuda 286.500.000 TL.ya davalı tarafından satıldığını öğrendiğini ileri sürerek; satış bedelinden kendisine ödenmeyen bakiye alacağı 48.875.000 TL. ve 4.087.500 TL. yasal faiz ile toplam 53.762.500 TL.nın satış tarihi olan 2.3.1987 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 23.875.000 TL.nın dava tarihinden itibaren % 30 yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı, davalı ve dava dışı 2 kişinin ortak olarak satın aldıkları taşınmazların ortaklardan Yusuf Demir tarafından 2.6.1987 tarihinde dava dışı sınırlı sorumlu Kumsal Mavi Deniz Sahil Arsa ve Yapı Kooperatifine satılmış olduğu tapudaki resmi akit tablosundan anlaşılmaktadır. Tapudaki bu satış davalının yetkili vekili tarafından yapılmış olup davalıyı bağlar. Mevcut Resmi belgenin tarafı olan davalı bu belgenin aksini ancak davacıyı bağlayacak nitelikte bir belge ile ispat edebilir. Davalı bu yolda bir belge ibraz edememiştir. Davalının dayandığı 25.2.1987 tarihli, yani tapudaki satıştan önce adi şekilde düzenlenen davalı ile kooperatif yetkililerinin imzaları bulunan ve satışın 186.500.000 TL.ya yapıldığı fakat 286.500.000 TL. gösterileceği yakılıp üstü çizilmiş olan belgede davacının imzası yoktur. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Bu belgede dava dışı diğer iki ortağın da imzası yoktur. Öte yandan, 2.11.1990 tarihli son oturumdaki davacı vekilinin beyanı satışın 186.500.000 TL.ya yapıldığının kabulü anlamında değildir. Davacı vekilinin bu beyanı, 2.3.1987 tarihli anlaşmada gerçek satış bedelinin davalı tarafından müvekkilinden saklandığı ve şimdi davalının o belgeye de aykırı olarak satışın 186.500.000 TL.ya yapıldığını kabul ettiğini ifade etmek için söylenmiş olup, yoksa davacı vekilinin satışın bu miktar üzerinden yapıldığını mahkemede kabul etmiş olduğu söylenemez.
Öyle ise mahkemece, tapuda yazılı olduğu gibi davalı tarafından satışın 286.500.000 TL.ya yapıldığı ve bu miktar satış parasını davalının alıcı Kooperatiften tahsil ettiğinin kabulü zorunludur. Buna göre hüküm kurulması gerekirken, kanıtlanmayan savunma gereğince satışın 186.500.000 TL. üzerinden yapıldığı kabul edilerek buna göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA 1.4.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.