 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1991/3965
K:1991/7503
T:03.07.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· TAŞIMA
· TIR KARNELER
ÖZET : Davalının, taşımayı davacıdan temin ettiği "Tır Karneleri" himayesinde yapmasına, davacıya 22.11.1984 tarihli taahhüt nameyi vermesine göre, "Tır Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesi" davalı için de bağlayıcıdır. Bu sözleşme; adından da anlaşılacağı gibi nakliye sözleşmesi değil, gümrüğe tabi eşyanın uluslararası taşınması nedeniyle eşyanın gümrüklendirilmesi, ihracat-ithalat vergi ve masraflarının ilgili gümrük idareleri tarafından düzenli ve tam olarak tahsil edilmesini sağlama amacını taşıyan bir sözleşmedir.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalının Tır Kamesi sahibi olarak Türkiye'den Almanya'ya naklettiği eşyayı Alman Gümrüğü yerine alıcı firma deposuna boşaltması nedeniyle kefil kuruluş olarak Almanya Köln Gümrük İdaresi'ne 51.508.50 DM. ödemek zorunda kaldığını beyanla, bu miktarın dava tarihindeki kur üzerin. den karşılığı 21.900.384 TL.nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının yaptığı ödeme ile ilgisinin bulunmadığını, taşıdıkları eşyayı tam ve sağlam olarak Köln Gümrük yetkililerinin bilgisi tahdında alıcı firmaya teslim ettiğini, taahhütnamedeki kusur koşulunun gerçekleşmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraf iddia ve savunmalarıyla, dosyada mevcut belge ve bilgilerden davalının davacıdan aldığı 4 adet Tır Kamesiyle, Türkiye'den aldığı gümrüğe tabi malları Almanya'ya götürdüğü, oradaki alıcı firmaya teslim ettiği, Tır Karnelerinin bu malların ithal vergilerinin ödenmemesi nedeniyle ibra edilmeyip alı konduğu, Köln Gümrük İdaresi'nce tahakkuk ettirilen 51.508.50 DM. ithal vergisinin kefil kuruluş olan davacının IRU. nezdindeki hesabından kesilerek tahsil edildiği anlaşılmıştır. Davada çözümlenmesi gereken husus, sözleşme ve bu sözleşmeye davalı olarak davacı tarafından alınan 22.11.1984 tarihli taahhütname ile 16.10.1986 tarihli taahhütname hükümleri gereğince davacı kefil kuruluşun yaptığı ödeme nedeniyle davalı şirkete rücu hakkının olup olmadığıdır. Davalının taşımayı davacıdan temin ettiği "Tır Karneleri" himayesinde yapmasına, davacıya 22.11.1984 tarihli taahhütnameyi vermesine göre "Tır Karneleri Himayesinde Uluslararası Eşya Taşınmasına Dair Gümrük Sözleşmesi" davalı için de bağlayıcıdır. Bu sözleşme; adından da anlaşılacağı gibi nakliye sözleşmesi değil, gümrüğe tabi eşyanın Uluslararası taşınması nedeniyle eşyanın gümrüklendirilmesi, ihracat-ithalat vergi ve masraflarının ilgili Gümrük İdareleri tarafından düzenli ve tam olarak tahsil edilmesini sağlama amacını taşıyan bir sözleşmedir. Sözleşmenin yorumunda da bu amaç gözden uzak tutulmamalıdır. Sözleşmenin ila maddesinde; Tır işlemi "bu sözleşme ile saptanan Tır rejimi altında eşyaların bir hareket noktasındaki Gümrük idaresinden, bir yarış noktasındaki Gümrük İdaresine taşınması" şeklinde tarif edildikten sonra, 8. maddesinde; "Tır işlemleri ile ilgili olarak bir yolsuzluğun tesbit edildiği ülkedeki Gümrük Kanunlarına ve yönetmeliklerine göre ödenmesi gereken ithal ve ihraç vergi ve resimleri ile bunlara ilişkin gecikme faizlerini kefil kuruluş öder" hükmü getirilmiş, davalı tarafından davacıya verilen 22.11.1984 tarihli taahhütnamenin Tır Kamesi sahibinin Gümrük Yetkilileri ile ilişkileri kısmının 1. maddesinde; "çıkış, yol boyu ve yarış gümrüklerindeki yürürlükte olan bütün gümrük düzenlemelerine uyacağını", yine aynı taahhütnamenin karne sahibinin kefil kuruluş ile olan ilişkileri başlıklı kısmının 5. maddesinde"; kendi kullandığı bir Tır Kamesi ile ilgili olarak kefil kuruluş, IRU veya onları temsil eden herhangi bir doğal ya da yasal kişi tarafından 1959 ve 1975 Tır Sözleşmeleri mucibince ödenen tüm miktarları itiraz etmeksizin kendilerine ödeyeceğini" davalı taahhüt etmiştir. Kefil kuruluş davacının yaptığı ödeme davalının kullandığı tır kamesi ile ilgilidir. Tır işlemi içinde, tır kamesi sahibi taşıdığı eşyayı, yarış yeri gümrük idaresine götürmek, tır kamesinin o yer gümrük idaresince ibrası ve kendilerine iadesinden sonra boşaltma yapmakla yükümlüdür. Davalı, tır karneleri Köln Gümrük Yetkilileri'nce ibra edilip kendilerine iade edilmemesine rağmen gümrüğe tabi eşyayı alıcı firma deposuna boşaltıp teslim etmiştir. Tır karnelerinin Köln Gümrük İdaresi'ne verilmesi ve halende idarede olması, ilk önce ibra edilmesine rağmen sonradan ibranın iptal edilmesi eşyanın gümrük deposu dışında alıcı firma deposuna boşaltılmasında Köln Gümrük İdaresi'nin bilgisi olduğunu kanıtlamayacağı gibi davalı karne sahibinin az yukarıda açıklanan yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. davalı bu yükümlülüğe aykırı davranmakla kusurludur. "Tır işleminde" yolsuzluğa sebebiyet vermiştir. Davalının "tır işlemindeki" bu kusurlu ve yolsuz davranışı nedeniyle Köln Gümrük idaresi taşınan malda elinde kendi deposunda olmadığı için ithal vergisini tahsil edememiş, kefil kuruluş davacıdan tahsili yoluna gitmiştir. Bu durumda ve özellikle 22.11.1984 ve 16.10.1986 tarihli taahhütname hükümleri gereğince davacının davalıya kefaleten ödediği miktarı davalıdan rücuen talep etme hakkının varlığını kabul etmek gerekir. Mahkemece yapılacak iş 51 .508.50 DM. nin istem gibi dava tarihindeki kur üzerinden TL. karşılığını tesbit edip bu miktara hükmetmektir. Yetersiz ve gereksiz bilirkişi raporundaki düşünceler benimsenerek yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 24.800 lira duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, istek halinde peşin harcın iadesine, 3.7.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.