 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/9797
K: 1991/949
T: 31.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, yarı payına malik olduğu taşınmazı diğer yarıpayı sahibi olan davalının miras bırakanı ile birlikte Emniyet Sandığı lehine 3.600.000 lira üzerinden ipotek ederek kendi adına 1.500.000 lira ve vekaletinde davalının miras bırakanı adına 1.500.000 lira ödünç para aldığını, taşınmazın izalei şuyu suretiyle satıldığını, faiziyle birlikte 6.148.812 liraya baliğ olan borcun tamamını bankaya kendisinin ödeyerek ipoteği kaldırdığını ileri sürerek ödediği paranın yarısı olan 3.124.406 liranın davalı varisten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacının vekaleten aldığı 1.500.000 lirayı miras bırakanına vermediğini, kendi işinde kullandığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının miras bırakanının vekili sıfatıyla 23.9.1982 tarihinde Emniyet Sandığından 1.500.000 lira almış isede bu parayı sağlığında miras bırakana verdiğini isbat edememiştir. Miras bırakan iki buçuk ay sonra 6.12.1982 tarihinde ölmüştür. Davalı mirasçı bu paranın vekil olan davacı tarafından miras bırakana veya kendisine verildiğini kabul etmemiştir. Davacı, vekil olduğundan hesap vermekle yükümlüdür. Davacı, parayı ödediğini, ancak yasal delillerle kanıtlıyabilir. Bu konuda tanık dinlenmesine davalının açık muvafakatı yoktur. Esasen dinlenen tanıklar da bu hususta açık ve kesin bir beyanda bulunmamışlardır. Öyleyse mahkemece, dava dilekçesinin sübut delilleri bölümünde (vs. deliller) dendiği gözetilerek davacıya, iddiası hakkında yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü usül ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 31.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.