 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/965
K: 1990/5339
T: 19.09.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasında alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıdan kiraladığı 54 dekar alanında tarladan gerçek maliklerin açtıkları elatmanın önlenmesi davası sonucunda tahliye edildiğini, ayrıca 1.560.000 TL. işgal tazminatı ile yargılama giderlerine mahkum olduğunu sözederek uğradığı 3.000.000 TL. zararının davalı kiralayandan tahsilini istemiştir.
Mahkeme, elatmanın önlenmesi davasını açan malikler tarafından kiralananın daha önce davalıya kiraya verildiğini, davacının ise alt kiracı olduğunu, bu durumda tarla maliklerinin işgal tazminatı davası ile haksız kazanç sağladıklarını, hakkında açılan davayı davalıya ihbar etmemekle davacının kusurlu olduğunu, ancak taşınmaz maliklerine rücu edebileceğini kabul etmiş, davanın reddine karar vermiştir.
1 Davacının, davalının kiracısı olduğu hususu ile malikler Mustafa, Şükrüye tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve işgal tazminatı davası sonunda davacının kiralanandan çıkartıldığı ve 1.563.000 TL. işgal tazminatı ile yargılama giderlerine mahkum olduğu, kesinleşen Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1988/456 esas, 1988/716 karar numaralı ve 27.12.1988 tarihli kararıyla belli olduğu gibi bu yön taraflar arasında uyuşmazlık konusu yapılmamıştır.
2 - Kiralayan, kiralanan şeyin zaptına karşı tekeffül ile borçludur. 3. kişi sözleşmenin yapılmasından önce mevcut olan ayni ve tapu siciline şerh verilmiş şahsi bir hak dolayısıyle kiracının hakları ile bağdaştırılamayacak bir iddiada bulunduğu takdirde, kiralayan, kiracının ihbarı üzerine husumeti deruhte etmeğe ve dava sonuda kiracının kiralanandan akit gereğince yararlanmasına halel gelmiş ise tazminat vermeğe mecburdur (BK. m. 253,275).
3 - Her ne kadar olayımızda davacı kiracı, kiralanandan faydalanmış isede, bundan sonra açılan dava ile kira sözleşmesi dönemi için kiralananı haksız işgal ettiği kabul edilmiş ve mülkiyet hakkı sahipleri Mustafa ve Şükrü'ye 1.563.000 TL. haksız işgal tazminatı ile yargılama giderlerine mahkum edildiği açıktır. Davlıdan alınmasına karar verilen bu tazminat ve yargılama giderleri "Kiralananın kiracıya tesliminden sonra üçüncü kişilerin mülkiyet iddia ederek el koymaları yüzünden kiracının kiralanandan faydalanamamış olması karşılığı kiralayanın kiracıya ödemekle yükümlü olduğu zarar ile eşdeğer bir zarar olarak kabul edilmesi gerekir. Zira davacı kira sözleşmesi dönemine atfen mülkiyet hakkı iddia edenlere kaşrı tazminatla mahkum edildiğine göre dolaylı olarak kiralanandan da faydalanmış sayılır. Öyleyse kiralayanın gerçek anlamda bir teslim ve yararlanmaya amade bulundurma borcunu yerin getiremediği kabul edilmeli ve BK. 253'e göre sorumluluğuna gidilmelidir.
4 - Kiracı, davacının davayı hiç veya vaktinde ihbar etmemesi halinde, kiralayan kendisine zamanında haber verilmiş olsa idi ne dereceye kadar daha elverişli bir sonuç elde edilebileceğini isbat ederse sorumluluktan o derece kurtulur. Diğer bir anlatımla ihbarın yapılmaması halinde, kiracının hakları mutlaka tamamen ortadan kalkmamakta, kiralayan ancak kiracı daha elverişli sonuç alınacağını isbat ettiği takdirde ve oranda bu hakları kaybetmektedir. Davalı bu konuya ilişkin savunmasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan üçüncü kişilerin kira sözleşmesinden evvel mülkiyet sahibi olmaları karşısında, davalının muhasama ona bırakılsaydı daha iyi sonuç alabileceği def'i hukuken tutarlı görülmemiştir.
5 - Davalının sorumluluğu yasa ve sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davacı mahkum olduğu tazminata ilişkin bir ödeme yapmamış olsa dahi davalıdan kendisine karşı olan yükümlülüğünü yerine getirmesine talebe yetkilidir.
6 - Az yukarıda açıklananların ışığı altında, mahkemece davacının tarla maliklerine karşı mahkum olduğu tazmitan ve yargılama giderleri hesap edilmeli davalıdan alınıp davacıya verilmelidir.
Kararda yazıldığı gibi, davacının ihbar yükümünü yerine getirmediği, tazminatın henüz ödenmemiş olduğu, maliklerle davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğu şeklinde hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 19.9.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.