 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/9527
K: 1991/2961
T: 14.03.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıların ortak olduğu ve sahibi bulundukları Zensa Gıda Sanayii arasında turşuluk salatalık ekimi, üretimi ve satın alımı hususunda sözleşme düzenlediklerini, sözleşme gereği tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın davalıların taahhütlerini ifa etmeyerek alımları durdurduklarını, topladıkları ürünlerin bu nedenle çürüdüğünü öne sürerek 29.895.050 TL. tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı sözleşmede yetkili mahkemenin Sultanhisar Mahkemesi kabul edildiğini, şirketin alım merkezinin de Sultanhisar olduğunu savunmuş, yetki itirazında bulunmuştur.
Mahkemece sözleşmede taraflarca kararlaştırılan Sultanhisar Mahkemesinin davaya bakmaya yetkili olduğu kabul edilmiş, yetki yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Düzenlenen sözleşmenin 16. maddesinin 16. maddesinde "doğabilecek her türlü ihtilafların çözümünde Sultanhisar mahkemeleri yetkilidir" denilmiştir. Böylelikle tarafların sözleşmeyle "yetki şartı" kararlaştırdıkları görülmektedir. Hemen şunu belirtelim ki, yetki sözleşmesi veya şartı ile kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkileri ortadan kaldırılamaz. Eş söyleyişle, HUMK.nun 22. maddesi uyarınca yapılan yetki anlaşmaları ikametgah mahkemesinin ve 10 uncu maddede belirtilen mahkemenin yetkisini nez etmez. Bu gibi hallerde, davacı için yetki anlaşlması veya yetki şartı ile kabul edilen mahkeme ile ikametgah mahkemesi ve 10 uncu maddedeki mahkemelerden herhangi birine müracaat hususunda bir hakkı hıyar (obsiyon hakkı) tanınmış olmaktadır. Yargıtay kökleşmiş içtihatları ile, akitle kararlaştırılan yer mahkemesinden başka davalı bakımından yetkili bulunan mahkemede dava açılması durumunda (bu davada olduğu gibi) davalının yetkisizlik itirazında bulunmayacağı kabul edilmektedir.
Taraflar arasındaki ilişki hukuksal nitelikçe satım aktidir. Davacı sözleşmede kararlaştırılan koşullar altında istihsal edeceği mahsulünü münhasıran davalı şirkete satmayı, davalı da almayı yükümlenmiştir.
Bu durumda davacı davasını şu yerlerde açma imkanına sahiptir. HUMK.nun 9. maddesine göre davalının ikametgahı Sultanhisar veya sözleşmedeki yetki şartına dayanarak Sultanhisar'da veya sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinde HUMK. md. 10 yetki sözleşmesi veya şartının diğer yetkili yer mahkemelerinde davanın açılmasını engellemesi mümkün değildir. Davacının bu üç yerden biri olan "sözleşmenin icra edileceği yer mahkemesinde" davasını açmayı seçtiği açıklamalarından anlaşılmaktadır. Bu nedenle yetki uyuşmazlığının çözümünde sözleşmenin icra edileceği yerin tesbiti zorunlu olmaktadır. Davacı mahsulün alım merkezinin Kale köyü olduğunu iddia etmekte, davalı ada alım merkezinin Sultanhisar ilçesi hudutları içinde olduğu savunmaktadır.
Bu yüzden mahkemece sözleşmenin icra edileceği yer olan davalı şirkete ait alım merkezinin hangi ilçede olduğu tarafların delil ve karşı delilleri toplanarak belirlenmeli, hasıl olacak sonuç çerçevesinde yetkili mahkeme tesbit edilmelidir.
Sözleşmeye ve olaya ters düşer biçimde yasa maddeleri yorumlanıp uygulanarak yazılı gerekçelerle mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine,14.3.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.