|
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/7230
K: 1991/1498
T: 14.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı hakkında icra takibinde bulunduklarını, davalının süresinde bir kısım borç için mal beyanında bulunup bir kısım borcu da kabul etmediğinden davalının vaki itirazının iptalini istemiştir.
Davalı, davacıya borcunu ödediğinden borcu bulunmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının davalıya 1030 kg. inşaat demiri vermiş olduğu dinlenen tanık beyanları toplanan diğer deliller ve tüm dosya münderecatından anlaşılmaktadır.
Davacının bu demirleri emaneten mi, yoksa satış suretiyle mi vermiş olduğu hususu açıklığa kavuşmamıştır. Öncelikle bu yönün davacıya açıklattırılması istenmelidir. Davalı ise savunmasında bu miktar demiri aldığını, fakat esas borcunun 280.000 TL. olduğunu, 100.000 TL. sini elden, geri kalanını da icraya ödediğini, ve borcu kalmadığını savunmuştur. Ödeme def'ini ispat davalıya aittir. Bu nedenle davacıya ispat külfetinin yükletilmesi ve yemin teklif ettirilmesi usule aykırıdır ve hukuki sonuç doğurmaz. Öncelikle davacıya, emanet ilişkisine mi, yoksa satışa mı dayandığı hususu açıklattırılmalıdır. Emanet ilişkisine dayandığı takdirde davacı ilk talep ettiği tarihteki bedeli talep edebilir. Bu tarih araştırılarak, o tarihteki demirin değeri tesbit edilerek bundan ödendiği anlaşılan 280.000 TL. nun düşülerek bakiyesinin hüküm altına alınması gerekir. Şayet davacı satış ilişkisine dayanıyorsa o takdirde tarafların kaça satılması hususunda anlaştıkları sorulmalı ve bu hususta anlaşmadıkları takdirde satış tarihindeki normal satış bedelinin ne olduğu tahkik edilerek bu miktardan ödenen 280.000 TL. düşülerek fazlası hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece bu yönlerden hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davacı lehine BOZULMASINA, 14.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.