Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/6385
K: 1991/8738
T: 06.05.1991

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı ve müdahiller avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
 
  KARAR : Davacı Tasfiye Kurulu Başkanlığı banker Mehmet A.'in tasfiyesi işlemleri ile görevlendirildiğini, bu kişinin davalı ile yaptığı 21.4.1981 tarihli taşınmaz satış vaadi senedinin bedelsizlik ve muvazaa hukuksal nedeniyle iptaline dair açtıkları davanın yapılan yagrılaması sırasında bankerin sözleşmenin yapımında hukuki ehliyetini ortadan kaldıracak derecede akli maluliyete duçar olduğunun tıbben belirlendiğini beyanla Üsküdar 2. Noterliğince düzenli 21.4.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesinin ehliyetsizlik nedeniyle fesih ve iptaline karar verilmesini istemiştir.
  Davalı, davacı kurul tarafından konulan tedbirlerin kaldırılması, muarazasının önlenmesi konusunda mahkemenin 1985/437 esasında kayıtlı olarak açtıkları davanın kabul edilerek kesinleştiğini, davacının bu karardan sonra aleyhlerine davaya konu senedin bedelsiz ve muvazaalı olduğundan bahis ile iptali istemiyle dava açtığını, açılan bu davanın reddle sonuçlanıp kesinleştiğini, bu kararda hukuki ehliyetin de tartışıldığını, ehil olduğunun belirlendiğini, bu şekliyle esin hüküm olduğunu, davacı tasfiye kurulunun davayı açma hakkının olmadığını, zamanaşımı bulunduğunu, kaldı ki bankerin sözleşme tarihinde hukuki ehliyetinin bulunduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
  Mahkemece, son bilirkişi kurulu raporu benimsenerek, Mehmet A.'in sözleşme tarihinde temyiz kudretine sahip olduğu ve hukuki ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça ve davacı yanda davaya müdahale edenler tarafından temyiz edilmiştir.
  Davada uyuşmazlığın esasını, banker Mahmet A.'in taşınmaz satış vaadi sözleşmesini davalı ile yaptığı 21.4.1981 tarihinde M.K.'un 13. maddesinde tarifi yapılan tarzda mümeyyiz olup olmadığı ve mümeyiz değilse yapılan işlemin M.K.'un 15. maddesi hükmüne uygun olarak hukuki bir hüküm ifade edip etmeyeceği noktası teşkil etmektedir. Davacı taraf işlem tarihinde Mehmet A.'İn aklen malul olduğunu, bu nedenle mümeyyiz bulunmadığını, yapılan işlemin hukuki bir hüküm ifade etmediğini açıklayarak bu davayı açmış ve Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin, aynı işlem için davalı aleyhine bedelsizlik ve muvazaa hukuksal nedeniyle açılan davada verdiği 24.9.1986 tarih ve 4517 karar sayılı raporuna dayanmıştır. Bu raporda Mehmet A.'in "... 21.4.1981 tarihinde hukuki ehliyetini haiz olamayacağının kabulünün uygun olduğunu, ancak iddia edildiği gibi ağır bir melankoli tablosu içinde bulunan bir kişinin notere gidip düzenleme şeklinde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gibi bir eylemde bulunabileceğinin tıbben beklenemeyeceği hususunun mahkemenin bilgisine sunmasının faydalı olacağı açıklanmıştır. Bu rapordaki uyarı ışığında noter satış sözleşmesi incelendiğinde de sözleşmenin noterlik dairesinde değil, mahallinde yapılın imzalattırıldığı da görümüş ve belirlenmiştir.  Mahkemece bu rapora itibar edilmemiş, yeniden bilirkişi tetkikatı yaptırılmıştır. Bilirkişiler Prof Dr. Erğin Özsunay, Prof. Dr. İ. Safa Sarıbeyoğlu ve Prof. Dr. Özcan Köknel tarafından verilen tarihsiz raporda ise tanık anlatımlarından 21.4.1981 tarihinde bundan az önce ve az sonra Mehmet A.'in temyiz kudretine sahip olup olmadığı hususunda kesin bir kanıya varılamadığı açıklandıktan sonra temyiz kudreti tarif edilmiş, Mehmet A.'in devri seyreden bir akıl hastalığının olduğu kabul edilerek neticede 21.4.1981 tarihli senedin hastalık dönemi içinde düzenlendiği, Mehmet A.'in ruhsal bir hastalık tablosu içinde bulunsa bile bulunduğu koşullar içinde makul bir şekilde hareket etmiş, hastalığın etkisinden kaynaklanan bir davranışta bulunmamış, içinde bulunduğu durumun konuşllarına ve gerçeklerine uygun davrandığı 21.4.1981 tarihinde temyiz kudretine ve hukuki ehliyete sahip olduğu belirtilmiştir. Bu raporda Adli Tıp Kurumu 4. İhtitas Dairesi az yukarıda açıklanan raporundaki görüşe hangi sebeplerle iştirak edilmediği konusunda bir açıklama olmadığı gibi, işlemin, hastalık döneminde yapıldığı kabul edilmesine rağmen, temyiz kudretinin varlığı ve hukuki ehliyetinin bulunduğu hususunun kabulünü haklı kılacak nedenler de dosya içeriğine uygun ve somut nazara alınarak değerlendirilmemiş genel nitelikte sözlerle geçirilmiştir.
  Bu şekliyle dahi iki rapor arasında Mehmet A.'in 21.4.1981 işlem tarihinde hukuki ehliyetinin ve dolayısıyla temyiz kudretinin olup olmadığı, özellikle temyuz kudretini ortadan kaldıracak derecede akıl hastalığı, akıl zayıflığı hastalığının bulunup bulunmadığı konusnuda açıkça çelişki vardır. Bu açık çelişki giderilmeden esasen kendi içinde dahi çelişkili, inandırıcı gerekçeden yoksun son rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
  Mahkemece yapılacak iş; tüm dosya, bu dosya içinde mevcut her iki rapora dayanak yapılan raporlar da incelenip değerlendirilmek ve gerekçeleri gösterilmek suretiyle mevcut çelişki giderilmek, Mehmet A.'in işlem tarihi olan 21.4.1981 tarihinde temyiz kudretini ortadan kaldıracak derecede akıl hastalığı veya akıl zayıflığı hastalığının ve dolayısıyla hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının kesin olarak saptanması için Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna dosya gönderilerek rapor alınarak, bu rapor sonucuna göre hukuki ehliyetin varlığı anlaşıldığı takdirde davayı şimdiki gibi reddetmek, aksi halde davanın kabulüne karar vermekten ibarettir. Mahkemece tüm bu hususların gözardı edilmesi bozmayı gerektirir.
 
  SONUÇ : Temyiz olunan hükmün açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına BOZULMASINA, 06.05.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini