 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/6006
K: 1991/218
T: 15.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 1/4 hisse sahibi bulunduğu dükkanı davalının diğer hissedarlardan birinden muvazaalı şekilde kiraladığını, davalıya çektiği ihtarla o tarihteki rayiçlere göre hissesine düşen kira miktarını belirterek ödemesini istediğini, ancak davalının hiçbir ödemede bulunmadığını ileri sürerek toplam alacak miktarı olan 3.131.000 TL. borcunun davalıdan, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalı, davacıya ödemek isteyip de kabul etmediği 30 aylık kira bedelinden hissesine düşen 187.500 TL. kira borcu bulunduğunu, davacının bunun haricinde herhangi bir talebe hakkı olmadığını savunmuştur.
Mahkemece; 2.260.000 TL.nın dava tarihinden itibaren % 30 yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dışı paydaşla, davalı arasındaki kira sözleşmesini kabul etmiş ancak sadece aylık 25.000 TL. kira bedelinin muvazaalı olduğunu, bu nedenle bedeli kabul etmediğini bildirmiştir.
Davacı bu kira sözleşmesinde imzası bulunmadığı için, kira bedelindeki muvazaa iddiasını her türlü delille ispat edebilir. Nitekim mahkemece de davacıya iddiası hakkında tanıkları varsa bildirmesi ve tanıkları hangi olaylar hakkında dinleteceğini açıklaması için mehil ve kesin mehil verilmiş ve fakat davacı vekili tanık dinletemeyeceklerini bildirmiştir. Bundan sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak, emsal kira rayiçlerine göre taşınmazın dava konusu yıllar itibariyle aylık kirasının neden ibaret olduğu tesbit edilmiş ve buna göre hüküm kurulmuştur. Ancak davacı kira sözleşmesini ve davalının kiracılık sıfatını kabul ettiğine göre sözleşmede yazılı kira bedelinin muvazaalı olduğunu ispat etmesi gerekir. Aksi halde kira sözleşmesinde yazılı kira bedeli dahi davacı paydaşı bağlar. Ne var ki, sözleşmede yazılı aylık kiranın muvazaalı olduğuna dair davacı hiçbir delil ibraz ve ikame edememiştir. Buna karşın, sadece bilirkişinin tesbit ettiği emsal kira rayiçleri üzerinden kira bedeline hükmedilmesi yasaya aykırıdır. Çünkü bu dava bir ecrimisil davası değildir. Bu bakımdan, muvazaa ispat edilmediği halde, sadece bilirkişi sözlerine dayanılarak davanın kabulü doğru değildir.
Davacı, dava dilekçesinde vesair yasal deliller demek suretiyle yemin deliline de dayanmış bulunduğundan, davacıya muvazaa iddiası hakkında, davalı tarafa yemin teklifine hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna uygun karar verilmelidir. Bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, (...) 15.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.