Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/4485
K: 1990/8676
T: 13.12.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • YABANCI MAHKEME İLAMI
ÖZET: 2675  sayılı  Milletlerarası  Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki  Kanunun  34. maddesinde;  "Yabancı  mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin  verilmiş ve o devlet  kanunlarına  göre  kesinleşmiş  bulunan  ilamların  Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk  Mahkemesi  tarafından  tenfiz  kararı verilmesine bağlıdır" hükmü yer  almaktadır.  Tenfiz  kararının  verilebilmesi için aranılacak koşullar 38. maddede  açıklanmıştır.  Bu  koşullardan "karşılıklılık ilkesi" temel koşuldur. Diğer  bir  ifadeyle,  karşılıklılık koşulu  gerçekleşmediği  takdirde tenfiz  istemi  diğer  koşullar  incelenmeden reddedilmelidir.
(2675 s. MÖUHK. m. 34, 38)
 
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,  ilamda  yazılı nedenlerden dolayı  davanın  reddine  yönelik  olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Dava,  davalı  kardeşinden  alacaklı  olduğu  5000  Alman  Markı'nın  tahsiline ilişkin olarak Federal  Almanya  Berlin  Mahkemeleri'nden  verilen  ve  kesinleşen  kararın  2675  sayılı Milletlerarası  Özel  Hukuk  ve  Usul  Hukuk  Kanunu  hükümleri  gereğince tenfizine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacıya borcu olmadığını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; Türkiye Cumhuriyeti ile Federal  Almanya  Devleti  arasında  karşılıklılık esasına  dayanan bir anlaşma yahut Federal Alman Devleti'nde Türk Mahkemelerinden verilmiş ilamların  tenfizini  mümkün  kılan  bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunmadığı kabul edilmiş, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 34. maddesinde; "yabancı  mahkemelerden  hukuk  davalarına  ilişkin  verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların  Türkiye'de  icra  olunabilmesi  yetkili  Türk  Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır" hükmü yeralmaktadır.  Tenfiz  kararının verilebilmesi için aranılacak koşullar 38. maddede  açıklanmıştır.  Bu  koşullardan "karşılıklılık ilkesi" temel koşuludur. Diğer bir ifadeyle, karşılıklılık koşulu gerçekleşmediği takdirde tenfiz istemi diğer koşullar incelenmeden reddedilecektir.
Anılan Yasanın 38. maddesinin (a) bendinde  belirtilen  koşullardan:  a)  "Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği  devlet  arasında mahkeme  kararlarının  karşılıklı  olarak tenfizini  temin  eden  bir  ikili  sözleşme,  b)  Yabancı  Devlette Türk Mahkeme kararlarının tenfizini  mümkün  kılabilecek  yasal  bir düzenleme, c) Fiili uygulamadan birinin bulunması halinde "Karşılıklılık ilkesi"nin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir.
Türkiye ile Federal  Almanya  arasında  mahkeme  kararlarının  karşılıklı  olarak  tenfizini temin eden bir ikili sözleşme mevcut değildir. Öyleyse karşılıklılık koşulunun gerçekleşmiş  olup  olmadığı öncelikle Alman tenfiz hükümlerinin Türk Mahkeme kararlarının Almanya'da  tenfizini  mümkün  kılabilecek  bir  düzenlemeye  sahip  olup olmadığına bağlı kalmaktadır.
Alman Hukuku, yabancı mahkeme kararlarının Almanya'da tanınması ve tenfizini kabul eden kanuni  bir  düzenlemeye  sahiptir.  Şöyleki, Alman Hukuk Yargılamaları Kanunu (ZPO) (zivil prozessordnung)nun  722.  maddesi;  "bir  yabancı  mahkeme kararının tenfizi, yalnız tenfizin caiz olduğuna ilişkin bir tenfiz  kararı  verilmesi  ile"  gerçekleşeceğini  açıkca  hükme bağlamıştır.
Alman  Hukukunun  yabancı  kararların  tenfizi  için  aradığı  koşullardan  biri de Türk Tenfiz Hukukunda  olduğu  üzere  "Karşılıklılık"  "Mütekabiliyet"  koşulunun  gerçekleşmiş olmasıdır (ZPO Par. 328/5). Nitekim, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun  23.11.1982  gününde  yürürlüğe  girmesinden  önce Türkiye'de yabancı mahkeme kararlarının tenfizi sadece ve  sadece  milletlerarası  sözleşmelere  bağlı  olduğundan karşılığın  mevcut  bulunmaması  nedeniyle  Türk  Mahkeme  Kararlarının Almanya'da tenfizi reddedilmekte  idi.  Ancak,  2675  sayılı  Kanunun  yürürlüğe  girmesiyle  bu  Kanunun 38. maddesindeki  Karşılıklılık  koşulu  ile  (ZPO)nun  328/5.  maddesindeki  aranan  karşılıklılık ilkesi aynı doğrultuda  birleştiğinden  artık  Türk  yargı  kararlarının  Almanya'da  tenfizini önleyecek  yasal  hiç  bir engel kalmadığında kuşku ve duraksamaya yer kalmamıştır. Özetle ifade etmek gerekirse, MÖHUK.un 38 ve gerekse ZPO.nun 328/5. maddesinde kabul edilen temel ilke karşısında "Karşılıklılığın" gerçekleştiği kabul edilmelidir.
Nitekim,  Alman  Mahkemeleri  tarafından  da  "Karşılıklılık"  koşulunun Türkiye bakımından gerçekleşmiş  olduğunun  kabul edildiği ve böylelikle Türk Mahkeme Kararlarının Almanya'da fiilen de tanınıp tenfizine gidildiği izlenmektedir.
(OLG  Nümberg, 20.9.1983: IPRax S. 162 (LS); OLG Oldenburg, 10.4.1984: Ndsrp FI 1984 S. 145;  Fam  Rz  1984  S.  109  (LS); AG Gummersbach 9.8.1985: IPRax 1986 S. 235; OLG Köln, 15.12.1986.  IPRax  1988  S.  30,  OLG  Köln  15.12.1986;  26 UF. 188/86; AG Gummersbach, 9.8.1981, 1519/85 sayılı Kararlar).
Tüm  açıklananların  ışığı  altında,  mahkemenin Türkiye  ile Almanya arasında mahkeme kararlarının tenfizi için aranan "Karşılıklılık" koşulunun  gerçekleşmemiş  olduğundan dolayı davayı red etmesi usule ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Ne  varki, davacı tenfiz isteminde, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış  aslı  ve  onanmış  tercümesine  dayanmamıştır. Bu durumda 2675 sayılı Yasanın 37. maddesinde  aranan  koşulların  mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının tenfiz isteğinin bu  nedenle reddi gerekir. Mahkeme kararı sonucu bakımından usul ve yasaya uygun görülmüş, gerekçesi  ise  doğru  bulunmamıştır.  Bu  nedenle az yukarıda açıklandığı şekilde kararın gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir(HUMK. MD. 438/9).
Sonuç: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle düzeltilerek (ONANMASINA), peşin harcın onama harcından çıkartılmasına,13.12.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini