 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/2960
K: 1990/3249
T: 03.05.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; noterlikçe re'sen düzenlenen satış vaadi sözleşmesi gereğince davalının inşa etmekte olduğu apartmandan iki ve dört numaralı daireleri 40.000.000 lira bedelle satın almak üzere anlaştığını ve satım bedelinden 20.000.000 lirayı nakit ve kalan 20.000.000 liralıkta muhtelif vadeli bonolar verdiği halde iki numaralı dairenin tapusunu başkasına devir eden davalı hakkında ödediği senetler için davalar açıp parasını geri aldığını ileri sürerek dört numaralı daire için peşin ödediği 20.000.000 lira ile sözleşmede yazılı 30.000.000 TL. ceza şartının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıdan peşinen ve nakden aldığı 20.000.000 lirayı ödemeyi kabul etitğini, ceza şartı isteminin yerinde olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 20.000.000 lira satış bedeli ile 15.000.000 lira ceza şartı olmak üzere toplam 35.000.000 liranın tahsiline karar verilmiş ve hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle iki daire için 30.000.000 lira ceza şartı kararlaştırılmış olmasına ve davalı tarafından üçüncü kişiye tapusu aktarılmış olan iki numaralı daire yönünden Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1987/13 esas, 317 karar sayılı dosyasında davacı tarafından cezai şarttan vazgeçilmiş bulunmasına göre davalının tüm ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarını reddi gerekir.
2 - Taraflar arasındaki uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Borçlar Kanununun 101. maddesi hükmü gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla metemerrit olur. Davacının alacağı sözleşmede kararlaştırılan süreye göre muaccel ise de, davacının ihtarından önce davalı mütemmerrit sayılamaz. Davacının davalıya gönderdiği Ankara Yirmiüçüncü Noterliği'nin 11.2.1987 tarih ve 6616 ayılı ihtarnamesiyle tanınan süre sonunda mütemerrit sayılır. Öyle ise bu ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi araştırılarak tanınan üç günlük süre de eklenmek suretiyle bulunacak tarihden itibaren hüküm altına alınan miktara yasal faiz hükmedilmesi gerekirken davacının faiz istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı gibi birinci bent uyarınca davalının tüm ve davacının sair temyiz itirazlarının reddine ve temyiz olunan kararın ikinci bentde gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 3.5.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.