 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/2444
K: 1990/7585
T: 20.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Tarafların arasında 1964 yılında meyve ve sebze komisyonculuğu adi ortaklığı kurulduğu ve 31.12.1988 tarihinde bu ortaklığa son verildiği uyuşmazlık konusu değildir. Davacı son beş yıllık kar payının kendisine ödenmediğini ileri sürerek 5.000.000 TL. kar payı ile ortaklığa ait mevcut eşyaların taksimini istemiştir.
Davalı ise Maliye'ye verilen vergi beyannameleri gereğince kar payını davacıya ödediğini savunmuştur.
Mahkemece; vergi beyannameleri esas alınarak kar payına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Ne var ki Maliye'ye verilen beyannameler her iki ortak tarafından, ortaklığın yıllık kazançları ile ilgili olarak verilmiş olup beyannameler idareci ortak olan davalının davacıya kar payını ödediğini kanıtlar nitelikte değildir.
Davalı idareci ortak olduğuna göre, son 5 yıla ilişkin olarak kendisinden hesap istenmeli, ortaklığa ait defterler ve diğer kayıtlar ibraz ettirilmeli, bu belgelere karşı davacıdan diyecekleri sorulmalı ve ondan sonra ortaklığın konusu ve kapasitesi de dikkate alınarak dava konusu edilen son 5 yılda ne miktar kar sağlayabileceği hususunda bilirkişiden gerekçeli rapor alınmalıdır.
Mahkemece bu yönlerden herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan sadece ortaklığa ait vergi beyannamelerine dayanarak, davalı idareci ortağın davacıya kar payını ödediğinden ve bu hususta davalının yemin ettiğinden bahisle, bu husustaki isteğin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2 - Davada şirketin fesih ve malvarlığının tesbiti isteği de vardır. Ortaklık son bulduğuna göre, bu istek ortaklığın tasfiyesi talebini de kapsar. Bu durumda ortaklığa ait demirbaş ve emtianın değerleri ile belediyeden kiralanan iki dükkan ortaklıkça kiralanmış ve ortaklığa tahsis edilmiş ise işyeri olarak kullanma değeri bilirkişi aracılığıyla saptandıktan sonra tarafların anlaşmaları halinde bunların ortaklardan birisine bırakılması ve diğerine yarı değerinin ödenmesi veya gene anlaştıkları takdirde aynen taksimi, taraflar anlaşamadıkları takdirde, ortaklık mallarının ve mümkün olursa kira hakkının katılmasına ve satış bedelinin ortaklar arasında paylaştırılmasına ve böylece ortaklığın tasfiyesine mahkemece karar verilmesi gerekir.
Sadece bilirkişi raporunda belirtilen ortaklık mallarının yarı yarıya taraflara verilmesine şeklinde hüküm tesis edilmesiyle yetinilmesi, adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olmadığından verilen karar, bu yönden de usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın bu yönlerden davacı yararına BOZULMASINA, (...) 20.11.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.