 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1990/2215
K: 1990/2828
T: 10.4.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İHALENİN FESHİ KARARLARINDA TEMYİZ SÜRESİ ( Tebliğ ile Başlaması )
- TEMYİZ SÜRESİ BAŞLANGICI ( Paydaşlığın Giderilmesinden Doğan İhalenin Feshi Kararlarında )
1086/m.437
2004/m.363
DAVA: Taraflar arasındaki ihalenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, ihale tarihi olan 11.12.1989 günü satışına karar verilen taşınmazın, satış ilanının Türkiye çapında bir gazete ile yapılmadığını, taşınmazın arsa olduğu halde, ilana tarla olarak yazıldığnı, tanıtıcı özelliklerin belirtilmediğini, ayrıca imar durumunun da belirtilmediğini, satış ilanının kendisine değil de vekiline tebliğ edildiğini, taşınmazın değerinin çok altında bir bedelle satılmasına sebebiyet verildiğini ileri sürerek bu sebeplerle ihalenin feshini istemiştir.
Davalılar, gazete ile usulüne uygun ilan yapıldığını, taşınmazın tapuda bağ olarak kayıtlı bulunduğunu, davacının görevli vekiline tebligat yapıldığını, satış ilanına herhangi bir itirazın vaki olmadığını, taşınmazın rayice uygun bir bedel ile satıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, satış dosyasının incelenmesinde ilanların usulüne uygun yapıldığı, davacının vekili bulunduğundan satış ilanının vekiline tebliği edildiği, satış ilanına itiraz edilmediği, taşınmazın satış bedelinin rayice uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine, davacı tarafından temyiz süresinin tebliğinden itibaren başladığı öne sürülerek bu ek kararda temyiz edilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu`nun 363. maddesi temyizi kabil kararlar konusunu düzenlerken tetkik merciinden verilen kararlardan söz etmiştir. Oysa bu davada karar Sulh Mahkemesi`nce verilmiştir. Öte yandan ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilen taşınmazın satışının İcra ve İflas Yasası`nda gösterilen usule göre yapılacağına dair HUMK`nun 571. maddesindeki hükmün varlığı kararın tetkik mercii sıfatı ile verildiğini göstermez. Böylece kararın Sulh Hukuk Mahkemesi`nden verilmiş olması karşısında da, temyiz süresi HUMK`nun 437. maddesi uyarınca tefhimle değil tebliğ ile işlemeye başlar. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu`nun Esas 1983/12-203, Karar 1985/569 sayılı ve 7.6.1985 günlü kararında da bu hukuki esas benimsenmiştir. İnceleme konusu olan bu işte, karar tebliğe çıkarılmadığına göre yasal temyiz süresi geçmemiştir. O halde "sürenin tefhimle başlayacağını" benimseyerek" temyiz isteminin reddine" dair mahkemenin 7.2.1990 günlü ek kararı yasaya aykırı düşmekle, bu kararın kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra işin esası yönünden dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle mahkemenin 7.2.1990 tarihli kararının kaldırılmasına, 11.1.1990 tarihli asıl kararın ONANMASINA, peşin harcın onama harcından çıkartılmasına, 10.4.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.