 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1989/875
K:1989/1260
T:28.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* ALACAK DAVASI
* ECRİMİSİL
* HAPİS HAKKI
ÖZET : Resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmazın geri verilmesine dair protokol geçersizdir.
Bu durumda; davacı, davalılardan taşınmazın satış bedelini isteyebilir.
Anılan taşınmazda iyiniyetle oturan davacı ecrimisil de isteyemez. Ancak, satış parasının ödenmesine kadar kendisine hapis hakkı tanınmalıdır.
(743 s. MK. m. 864, 907)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, Yeşilyurt Bozkaya Mahallesi 2828 ada, 47 parselde kayıtlı olan taşınmazın üzerindeki binayı tamamen kendisinin inşa ettiğini, davalılar Almanya'da çalışırlarken anlaşarak bu yerin arazisini davalılara sattığının, üzerine apartman yaptığını, bir miktar para aldığını, inşaat bitirilinceye kadar bir bağ ve senetlerde yazılı parayı alacağının kararlaştırıldığını, daha sonra davalıların anlaşmadan vazgeçtiklerini söylediklerini, bu nedenle aldığı 765.000 TL.yı iade, ettiğini, 270.000 TLda fazladan verdiğini, tapunun tekrar kendisine iade edilmesi için işlemlere başladıklarını, davalı Gülerin babası olan İsmailin vekil sıfatıyla hareket ettiğini, ancak, vekaletnamedeki yetki eksikliği sebebiyle işlemin yapılamadığını, açtığı 1983-64 sayılı cebri tescil davasının reddedildiğini, alacak davası açmakta muhtariyetine karar verildiğini ileri sürerek 4 katlı apartman ve arsanın değerinin tümünün tesbitiyle şimdilik 6.500.000 TL.nın davalılardan müteselsilden alınmasını istemiştir.
Davalılar, davacının bu arsayı kendilerine bina yaparak teslim edecek şekilde sattığını, ancak binayı yaptıktan sonra içine davacının taşındığını, o zamandan beri oturmakta olduğunu, daha önce açtığı davaları kaybettiğini, bu davanında yersiz olarak açıldığını, davacıya borçları bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, mevcut olan senetlerin tahsili cihetine gidilebileceğini, yeniden dava açmanın mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Birleştirilen 1983-64 esas sayılı dosyadaki davacılar Mehmet ve Güler; dava konusu taşınmazdaki fuzuli işgal nedeniyle tecavüzün önlenmesi ve 5 yıllık ecrimisil tutarı 8.000.000 TL.nın karşı davalıdan alınmasını istemişlerdir.
Karşı davalı, davacıların sonradan satıştan vazgeçtiklerini, satış bedelinin de iade edildiğini, ancak tapuda ferağın yapılması için gerekli işlemlerin sonuçlandırılmadığını, bu konuda davacıların kasıtlı davrandıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre davacının alacaklı olduğu senetlerin henüz tahsil edilmediği, sonradan yapılan protokol ile eski anlaşmaların bozulduğu, evin yapıldığı taşınmaz davalılara ait olduğu için, onun mütemmim cüzü olan binanın da davalılara ait olacağı, oysa binanın yapılması için verilen paraların davalılar tarafından gen alındığı, bu durumda davalıların karşılıksız olarak binaya sahip oldukları gerekçesiyle, 6.500.000 TL.nın davalılardan müteselsilen alınmasına, faiz isteğinin reddine, para ödeninceye kadar davacı lehine hapis hakkı tanınmasına, davacının evden faydalanması aralarındaki anlaşmaya dayandığından birleştirilen meni müdahale ve ecrimisil davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı tarafından daha önce açılmış olan tapu iptali ve tescil davasında da karar verildiği üzere, davacının dayandığı 8.3.1981 günlü gayrimenkul geri iade protokolü resmi şekilde düzenlenmediğinden hukuken geçersizdir. Bu protokola dayanarak davacının herhangi bir şekilde taşınmaz ve üzerindeki binadan dolayı olumlu zararının tazminini istemesi söz konusu olamaz. Protokol geçersizdir, hukuki sonuç doğurmaz. Taşınmaz tapuda davalıların üzerine kayıtlıdır. Açılmış olan tapu iptali ve tescil davasını da davacı kaybetmiştir. Bu durumda davalılara tapu geçirilmeden evvel 15.9.1980 tarihli satış vaadi sözleşmesi esas alınmak gerekir. Davacı bina ile birlikte bu taşınmazı 4.100.000 TL.ya davalılara satmıştır ve yerin tapusunu da vermiştir. Satış vaadi sözleşmesi gereği peşin aldığı 765.000 TL.yı da davalılara iade ettiği anlaşılmaktadır. Davalıların 4.100.000 TL. satış bedeline mahsuben başka bir ödemeleri bulunmamaktadır. Satış bedeline karşılık verilen senetler davalılardan tahsil edilmemiştir. 0 halde davacı davalılardan ancak taşınmazın satış bedelini teşkil eden 4.100.000 TL.nın Ödetilmesini isteyebilir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak taşınmazın belirlenen bugünkü değeri esas alınmak suretiyle istek gibi 6.500.000 TL.nın ödetilmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3-Birleştirilen davaya gelince; davacı satıcı durumundadır. Ne varki bu taşınmazın kendisine geri iadesi konusunda sonradan 8.3.1981 günlü protokol düzenlenmiştir. Bu protokol resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersizdir. Geçersiz bu iade protokoluna dayanarak davacı iyiniyetle binada oturmuştur. Bu itibarla davalılara ecrimisil ödemekle sorumlu tutulamaz. Ecrimisil isteğinin reddi bu gerekçeyle yerindedir. Ne varki taşınmaz davalılara ait olduğundan davacının işgali haksızdır ve davacının müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekir. Ancak satış parasının ödenmesine kadar kendisine hapis hakkı tanınmalıdır. Bu itibarla meni müdahale talebinin reddi de yasaya uygun değildir ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
Sonuç : Yukarıda birinci bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, kararın ikinci ve üçüncü bentlerde yazılı nedenlerden dolayı davalılar yararına (BOZULMASINA , istek olursa peşin harcın iadesine, 28.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.