 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/595
K: 1989/873
T: 14.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 13.4.1984 Çukuryavşanlık Mevkii'ndeki tarlaların açık arttırma usulü ile davalılardan İsmail'e 13.000 şinik buğdaya iki yıllık kiraya verildiğini % 25'inin aynı yıl peşin tahsil edildiğini, kalan 12.175 şinik 1985 ılındaki mahsulden tahsil edilecekken çevrede ekinlerin bitmeyişi nedeniyle borçluların ancak 8.575 şinik ödediklerini, kalan 3.600 şinik buğday için ihtayar kurulunun 29.9.1985 günlü kararıyla bir yıl ertelenerek 1986 yılı mahsulünden alınması kabul edildiği halde ödenmediğini ileri sürerek köyün alacağı olan buğdayın davalılardan alınmasını istemiştir.
Davalı Mustafa, bir yıllığına kiralama yapıldığını, bakiye 3.600 şinik borcu kendi üzerine aldığını ve nakit olarak muhtara ödediğini, bu borcuna dair bonuyu da geri aldığını savunmuştur. Diğer davalılar İsmali ve Mustafa'da borcu nakit olarak ödediklerini ve bonoyu geri aldıklarını savunmuşlardır.
Mahkemece senede bağlanan bu borcun ödendiğinin de yine aynı kuvvette bir senetle kanıtlanması gerektiği, borç senedinin borçlu elinde olmasına karşın, ödemenin yapıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı gibi, her iki tarafın da son oturumda birbirlerine yemin teklif etmiyeceklerini beyan ettiklerinden, ödemenin yapıldığını kabule olanak görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 87. maddesi gereğince borcun ödenmesi halinde borçlu senedin geri verilmesini talep edebilir. Aynı yasanın 88. maddesinin 3. cümlesi gereğince "sent borçluya iade edildikte borç satık olmuş sayılır". Bakiye 3.600 şinik buğdaya ilişkin senet davalılara iade edilmiştir. Senedin iadesi, borcun ifa edildiğine karine teşkil eder. Ayrıca makbuz almaya gerek yoktur. Hernekadar davacı senedin iadesinin borcun ödenmesi dışında bir sebeple vukubulduğunu, başka bir deyişle özel idareden kendisinin rızası dışında alındığını ileri sürmüşsede bu ispat külfeti davacıya aittir ve bu hususu ispat edememiştir. Davalılar borcun ödenmesine ilişkin savunmalarını da bu şekilde kanıtlamışlardır. Bu nedenlerle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 14.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.