 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/5874
K: 1990/608
T: 01.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı tarlasını üç yıllığına kiraya verdiğini, davalının üçüncü yıl kira bedelini ödemediğini ileri sürerek 1.500.000 TL kira bedelinin tahsilini istemiş davalı ise tarlayı iki yıl kiraladığını ve kira bedellerini pamuk ve bono ile ödediğini, üçüncü yıl tarlayı kullanmadığını savunmuştur.
Mahkemece olayda tanık dinlenmeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten iddianın miktarına göre kira ilişkisinin varlığı tanıkla ispat edilemez ise de davacı ayrıca üçüncü yıl tarlanın davalı tarafından kullanıldığı vakıasına da dayanmıştır. Tarlanın fiilen kullanılması yani ekilip biçilmesi maddi bir olay olup bu yönün tanıkla ispatına usulen engel bulunmamaktadır. O halde mahkemece davacının listesini verdiği tanıklar dinlenmeli, varsa davalının da karşı delilleri toplanmalı ve hasıl olacak sonuca göre davalının üçüncü yıl tarlayı kullandığı sabit olursa kira bedelinin neden ibaret olabileceği ehil bilirkişiler aracılığıyla saptanmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu yönden herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA 1.2.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Davacı, davalıdan üçüncü yıla ait kira parasının tahsilini istemiştir. Taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi yoktur. Davalı üçüncü yıl için davacının tarlasını kiralamadığını savunmuştur. Taraflar arasında davacının iddia ettiği kira sözleşmesinin niteliğine ve yıllık kira bedeline göre olayda tanık dinlenemez. Öte yandan davalıdan belli tanıkların dinlenmesine açıkça muvafakat etmemiş, bilakis karşı koymuştur.
Böylece taraflar arasında üçüncü yıl için kira sözleşmesinin kurulduğu ve davalının taşınmazı kullandığı olgusu maddi vakıa olarak tanımlanamaz. Bu sebeplerle davacınıng österdiği tanıklar dinlenemez ve dinlenen tanık sözlerine de değer verilemez.
Davacı iddiasını yerel delillerle kanıtlayamamıştır. Öyleyse yerel mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun olduğundan onanmalıdır. Bu sebeple çoğunluk görüşüne karşıyım.