 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/5608
K: 1990/424
T: 25.01.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı ile yaptığı kira sözleşmesinin 4. maddesine göre kiralanan satıldığında öncellikle alma hakkının kararlaştırıldığını, ancak bu yerin başkasına satıldığını, bu nedenle sözleşmede bulunan 5.000.000 TL. cezai şart ile peşin ödenen kira bedelinden 2.485.660 TL.nın iadesini istemiştir.
Davalı, kira sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından, şuf'a hakkının ve buna bağlı olan cezai şartın geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kira bedeli üzerinde taraflar anlaştığından, sadece şuf'a hakkına bağlanan cezai şart yönünden davanın reddine karar verilmiş ve bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 1.7.1989 tarihli kira sözleşmesinin 4. maddesinde aynen "mal sahibi mukavele hitamına kadar, dükkanı satmayacak; satacak olursa, içinde bulunan kiracıya öncelik tanıyacak, aksi takdirde 5.000.000 TL. cezai şartı kabul eder." şeklindeki sözlerden, davacıya kiralananın davalı tarafından satıldığı takdirde şuf'a hakkının tanındığını anlaşılmaktadır. BK.nun 213. maddesi gereğince mukaveleden doğan şuf'a hakkı için tahriri şeklin yeterli görüldüğü açıktır. Yukarıda belirtildiği şekilde yazılı şekil mevcuttur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş cezai şart yönünden tarafların delil ve mukabil delillerini toplamak, hasıl olacak sonuca göre sözleşmenin 4 üncü maddesini yorumlayıp değerlendirerek bir karar vermekten ibarettir.
Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA 25.1.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.