 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/5372
K: 1989/6499
T: 10.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca duruşmalı ve davacı avukatınca da duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, miras bırakanı Fehmi'nin sağlığında mallarını davalılar İsmet ve Nemika'ya bağışladığını, Kadıköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1981/916 esas sayılı dosyası ile verilen tenkis kararında, Beyoğlu Asmalı Mescit'deki 4 ve 5 nolu dairelerin seçimlik hakkını kullanması sonucu davalılara tahsis edildiğinden söz ederek, miras bırakanın ölüm tarihi olan 19.12.1979 gününde tenkis hükmü gereği saklı pay karşılığının ödenmesi tarihe kadar geçen süre içinde anılan dairelerin kira parasının payına düşen miktarın davalılardan tahsilini dava etmiştir.
Mahkemece, 26.3.1987 günlü ara kararın 3. bendi ile her iki davalı arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından davaların tefrikine, bu davanının sadece İsmet hakkında devamına ve diğer davalı Nemika yönünden ayrı bir dosya açılmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama sonucunda 4 nolu daire sahibi davalı İsmet'ten 1.826.200 liranın yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine ve fazla talebin reddi yönünde hüküm kurulmuş olup hüküm süresi içinde davalılar ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras bırakının saklı payı ihlal eden teberrularının tenkise tabiitutulması ile yasal sınıra indirilen bölümün (meskenin) MK.nun 506. maddesi uyarınca seçimlik hakkının kullanılması sonuçu davalı İsmet'e tahsis edilmesinden sonra, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren bu davalının malvarlığına giren kira alacağından, davacı mirascının payına düşen miktarın ödetilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümü için, tenkis davasının hukuki tanımı ve hükümlerini izah etmekte yarar vardır.
Tenkis davası, miras bırakan kişinin ölüme bağlı veya sağlar arasında tasarruf ve bağışlamaları ile tasarruf nisabını aşmış olması halinde, kanuna aykırı olan bu durumun kaldırılması için açılan davadır. Bu nedenle tenkis davası, mahiyeti itibariyle yenilik doğuran (inşai) bir davadır. Zira, bu dava ile saklı payı ihlal eden teberruların kanuni sınıra indirilmesi, bunların hüküm ve sonuçlarının değiştirilmesi amacı güdülür. Gerçekte de, mevcut hukuki durumun değiştirilmesi, ortadan kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması dileğini kapsayan davaya yenilik doğuran (inşai) dava denilir. İnşai davalar mevcut hukuki durumda bir değişikliği amaçladığı için yargılama sonucunda verilecek hüküm kural olarak geleceğe yönelik tesirler yaratır. Tenkis hükmü ancak kesinleşince sonuçlarını doğurur. Ölüme bağlı tasarrufun tenkisinin geçmişe yararlı olabilmesi ancak tenkise tabi mal varlığı kalemlerinin miras bırakanın ölüm tarihindeki kıymetlerinin tesbit ve değerlendirilmesi açısından kabul edilebilir.
Ayrıca, tenkise bağlı irade istemi şahsi hakka dayanır. Hiç bir şekilde aynı nitelikte değildir. Tenkis davası üzerine adı geçen davalı MK,nun 506. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanarak tenkise tabi tutulan meskenin parasal değerini vererek aynını iktisap ettiğine göre davacının aynı bir hak isteminde bulunması da hukuken mümkün değildir. Hal böyle olunca davalı dava konusu dairenin haksız bir zilyedi de sayılamaz. Açıklanan nedenlerle, davacının tenkis hükmünden evvel davalının tahsil ettiği kiradan payına düşeni isteyemeyeceğinin kabulü zorunludur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır.
Davacının temyiz nedenleri yukarıda belirtilen bozma gerekçesinin tabii bir sonucu olarak yerinde görülmemiştir.
SONUÇ : Davacının temyiz isteminin (REDDİNE) ve mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalı İsmet'e ödenmesine, 10.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.