 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/4858
K: 1989/7486
T: 20.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, davalı şirketin 5.3.19883 günlü adi senetle kendilerine satıp teslim ettiği çekici ve römorkunun noterde devrinin altı ay içinde yapması kararlaştırıldığı halde ihtara rağmen bu edimini yerine getirmekten kaçınan davalıdan sözleşmede belirlenen 5.000.000 lira ceza şartın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; satış bedelinden kalan borçların ödenmemesi nedeniyle noterde devir işleminin yapılmadığını, kusurlu olan davacıların ceza şartı isteyemeyeceklerini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 5.000.000 lira ceza şartının tahsiline karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki 5.3.1983 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde satıcı firmanın altı ay içinde noterden satışı yapmaması halinde alıcının ödediği peşinatı vermesi, senetleri iade etmesi ve alıcıya 5.000.000 lira ceza tazminatı ödemesi kabul edilmiştir. Burada altı ay içinde noterde satışın yapılmaması durumunda satıcının almış olduğu peşinat ve senetleri iade etmesi ve alıcıya 5.000.000 lira ceza şartı ödenmesinin kararlaştırılmış olmasından bu cezai şartın B.K. nun 158/2. maddesinde öngörülen hem ifayı ve hem de cezayı isteme hakkını veren gecikme cezası niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmedeki 5.000.000 liralık cezai şart, ifadan vazgeçmeye ve sözleşmenin bozulmasına bağlanmıştır. Altı ay geçtikten sonra davacı, ifadan vazgeçmemiş, senetleri kısmen ödemiş ve 21 Ocak 1986 tarihinde ihtarname çekmiştir. Sözleşmeye göre, davacı kararlaştırılan ceza şartını verdiği peşinat ve senetleri geri almak, bunun sonucu aldığı aracı iade etmek şartıyla talebe yetkilidir. Davacı davasında sözleşmenin ifası ile birlikte ifanın yanında ceza şartı istemektedir ki buna, sözleşme, BK.nun 158/1. ve 2. maddesi hükmü gereğince hakkı bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz ollunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, 20.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.