 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/4744
K: 1989/7465
T: 19.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar aavukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, yapılan ihale sonucu düzenlenen 16.9.1985 tarihli sözleşme gereğince davalının, kilosu 749 liradan 4 ton tahin teslim etmeyi yükümlendiği halde, süresi içinde bu taahhüdünü yerine getirmediğini, verilen 1 günlük ek süre içinde de borcunu ifa etmediğinden dolayı ihalenin bozulduğunu, pazarlık suretiyle kilosu 1300 liradan 1150 Kg. tahin satın aldığını, davalının 179.750 TL.lık kat'i teminatın irat kaydedildiğini ileri sürerek, iki ihale arasında meydana gelen 633.650 TL. hazine zararının 11.12.1985 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, ihalenin feshi halinde olumlu zarar istenemiyeceğini, ikinci kez ihale yapılmadığını, pazarlık suretiyle yapılan alımlarda iki ihale arasındaki farkın talep edilemeyeceğini, iki bedel arasında aşırı fark bulunduğunu, iradenin gerekli özeni göstermediğini, kesin teminatın zarardan indirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 4.4.1988 tarih ve 1988/1280-1894 sayılı ilamı ile; mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla davacı idarenin satım konusu tahini ilk ihale tarihinde başka yerden satın alabileceği fiyatla, fesihten sonra normal sayılabilecek bir süre içinde yapılmış olan pazarlık ihalesinde iyi niyetle ödemek zorunda kaldığı fiyat saptanarak, satın alınan miktarla sınırlı olmak üzere bu iki fiyat arasındaki farka idare zararı olarak hükmedilmesi gerektiği, pazarlıkla ihale tarihinde piyasada ihale konusu tahinin kilosunun normal olarak kaç lira olduğunun, buna göre idarenin kilosu 1300 liradan satın almasında bir kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, ayrıca mahkemenin kesin teminatın, tazminattan indirilmemiş olmasını da yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiş, mahkemece yeniden yapılan yagrılama sonucu alınan bilirkişi raporuna göre 453.900 TL.nın davalıdan alınmasına fazla istemin reddine hükmolunmuştur.
Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Dava konusu tutardan kesin teminat mektubunu teşkil eden 179.750 TL.lık bölümün redidne karar verilmiştir. Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğine göre, reddedilen bu bölüm için davalı yararına avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince vekalet ücreti hesapla hükmolunması gerekirken, bu yönün gözetilmemiş olması bozmayı gerektirir. Ne varki bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamaya ihtiyaç göstermediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK.nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bent gereğince davacının tüm ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince mahkeme kararının hüküm fıkrasının 5. bendinin 4 ve 5. satırlarında yazılan (sonuca nazaran davalı yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına) sözlerinin çıkarılarak yerine (reddedilen 179.750 TL. üzerinden davalı yararına tarifesine göre hesap edilen 17.975 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine) sözlerinin yazılmasına ve kararın bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, peşin harcın onama harcın çıkartılmasıyla arta kalan 13.617 liranın temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, 19.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.