 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/4157
K: 1989/7060
T: 05.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, matbaada kullanılan bir adet kırım makinası ile bir adet kart kesme makinasının, ilk sahibi olan davalıdan satın alınarak 15.4.1985 tarihinde kendisine devredildiğini, yine aynı tarihte yapılan iş makinaları kira sözleşmesine göre tesellüm tarihi olan 15.4.1986 tarihine kadar davalıya yıllığı 500.000 liradan kiraya verildiğini, ancak kendisine teslim edilmesi gereken tarih geldiği halde bu makinaların teslim edilmediği gibi kira parasının da ödenmediğini ileri sürerek, sözkonusu makinaların hükmen iadesini ve 500.000 TL. yıllık kiranında davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, satış senedi ve kira sözleşmesinin kendisinin muzayaka halinde bulunmasından yararlanılarak düzenlendiğini, edalar ve ivazlar arasında açık bir nisbetsizlik bulunduğu, sözleşmelerin batıl olduğunu, akdi bozmak iradesini de bir yıl içinde açıkladığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında toplanan delillere göre gabin savunmasının objektif ve subjektif şartlarının mevcut bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Borçlar Kanununun 21. maddesinde, gabin'in varlığı halinde buna dayanan zarara uğrayan kişinin bir sene içinde akdi feshettiğini bildirmesi öngörülmüştür. Burada akdin feshine ilişkin irade bildirimi, karşı tarafa ulaşması gereken, yenilik doğurucu tek taraflı bir muameledir. Hukuken geçerliliği yönünden hiçbir şekle tabi değilse de, kanıtlanması bakımından HUMK.nun 288/1. maddesine tabidir ve yazılı belge ile ispat edilmesi gerekir. Satış sözleşmesi 15.4.1985 tarihinde yapılmıştır. Davalı bir yıllık süre içerisinde sözlü olarak gabin dolayısıyla sözleşmenin fesh edildiğini davacıya birkaç kez bildirdiğini ileri sürmüş ve bu hususta tanık deliline dayanmıştır. Davacı bir yıllık sürenin geçirildiğini, tanık dinlenmesine razı olmadığını fesih için yazılı belge gerektiğini bildirmiştir. Bu durumda davalı bir yıl içinde gabin dolayısıyla sözleşmeyi feshettiğini tanık sözleriyle kanıtlayamaz. Mahkemenin tanık deliline dayanarak süresinde gabin dolayısıyla sözleşmenin feshedildiğini kabul etmesi ve davayı reddetmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Öte yandan feshi ispat için davalı iki tanık göstermiştir. Tanıkların doğrudan fesih yapıldığına ilişkin görgüye müsterit bilgileri bulunmamaktadır. Bu hususu davalıdan duyduklarını açıklamışlardır. Tanık sözlerine değer verilerek bir yıl içinde sözleşmenin gabin dolayısıyla fesh edildiğini mahkemece kabul edilmesi de, kabul şekli bakımından doğru değildir ve bozmayı gerektirmiştir.
2 - Bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarını şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte yazılı nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına ve istek halinde peşin haracın iadesine, 5.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.