 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/3646
K: 1989/6437
T: 08.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar; murislerinin avukatı olan davalının, murise ait taşınmazı 74.000.000 liraya sattığı halde murisin borcuna yatırdığı 15.000.000 lira dışındaki 59.000.000 lira satış bedelinin hesabını vermeyerek zimmetinde kaldığını ileri sürerek, bu tutardan şimdilik 30.000.000 liranın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; taşınmazı tapuda 15.000.000 liraya sattığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; tapudan celbedilen akit tablosundan taşınmazın 15.000.000 liraya satılmış olduğunun anlaşılmasına, aksi davacılar tarafından yazılı delille kanıtlanmamış olmasına ve davalıya andda yönetilmediklerine göre sabit olmıyan davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dilekçesinde, taşınmazın 74.000.000 liraya satıldığı halde tapu akit tablosunda satış bedelinin 15.000.000 lira gösterildiği, murisin borcuna yatırılan 15.000.000 lira dışındaki satış bedelinin hesabının verilmediği iddia edilmiş ve dilekçenin dördüncü sayfasında, davalı vekilin taşınmazın rayiç değeri üzerinden satışından elde edeceği gelirin hesabını vermeğe mecbur ve borçlar için ödemelerinin dışında kalan parayı iade etmekle yükümlü olduğu açılmanmıştır. Davacılar vekili yargılama sırasında verdiği 13.2.1989 günlü dilekçede de davalı vekilin işini sadakatla ve özenle yerine getirmesi gerektiğini ve taşınmazı düşük bedelle satamıyacağını öne sürerek, bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle davalının işini özenle yerine getirip getirmediğinin belirlenmesini istemiştir.
Böylece davacılar, taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin 74.000.000 lira olduğunu ve davalının vekaleti sadakat ve özenle yerine getirmediğini, zarardan sorumlu bulunduğunu iddia etmişler, bilirkişi incelemesine dayanmışlardır. Gerçekten, BK.nun 390. maddesi gereğince vekil, işçi gibi işini özenle yerine getirmek zorundadır. Vekil, müvekkile karşı vekaleti iyi bir surette ifa ile mükelleftir. Kasıt veya ihmal ve dikkatsizlikle müvekkile verdiği zarardan sorumludur. Olayda tapu akit tablosundaki satış bedeli 15.000.000 liradır. Davacılar satış tarihindeki rayiç değerin 74.000.000 lira olduğunu bildirmişlerdir. Bu durumda mahkemece tapudaki bedel ile taşınmazın satış tarihi itibariyle bilirkişi aracılığıyla tesbit edilecek değeri arasındaki farkın derecesine göre davalının işini sadakatle ve özenle yerine getirip getirmediği belirlenmek gerekir. O halde mahkemece, bilirkişi aracılığıyla taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin tesbit edilmesi ve ortaya çıkacak sonuca göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 8.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.