 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/3332
K: 1989/6088
T: 24.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı kardeşinin yurt içinde ve Federal Almanya'da tahsili, yaşaması, meslek sahibi olması ve işyeri açması için tüm parasal yükü karşılayıp, meslek sahibi olması ve işyeri açması için tüm parasal yükü karşılayıp, meslek sahibi olmasını itibarını ve çevresini sağladığını, davalı borçlunun bunları 23.5.1975 tanzim tarihli belge ile doğruladığını ve yapılan yardımlardan da söz ederek kendisine 250.000 Alman Markı borçlu bulunduğunu belirten belgeyi Almanca olarak tanzim ve imza ettiğini, böylece borcun kabul ve ikrar edildiğini, ancak sonradan ödeme yapılmadığını, bu konuda yapılana icra takibine de itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini, 160.588.500 TL.nın faiz ve inkar tazminatıyla birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, olayda zamanaşımı bulunduğunu, davacının hazırlamış olduğu Almanca metni kendisine baskı ve tehditlerle ve içinde bulunduğu zor durumdan yararlanarak imzalattığını, bunun bir borç ikkarı olmadığını, doktorasını kendi imkanları ile aldığını iddia edilen alacağın hesap şeklinin belli olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, borçlunun hem yetkiye ve hemde borca itiraz etmesi halinde yetki itirazının iptali için mahkemede dava açılamıyacağı, zira yetki itirazını incelemek görevinin yalnız tetkik merciine ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 -İcra ve İflas Yasasının 67. maddesi gereğince alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibarena bir yıl içinde mahkemeye baş vurarak umimi hükümler dairesinde alacağının varlığını ıspat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. İtirazın iptali davası, takibe itirazın imza., borcun varlığı ve miktarına başka ifadeyle alacağa iliştkin olduğu hallerde açılabilir. Bu dava ile itirazın iptaline ve alacağın tahsiline karar verilmesi istenir.
Olayda davacı alacaklı, davalının takibe karşı icra dairesinin yetkisizliği ve aynı zamanda alacağın varlığına itirazı üzerine elindeki belgenin niteliğinde göztererek seçim hakkını kullanmış, itirazın kaldırılması için merciie müracaat etmek istenmemiş ve mahkemeye başvurmuştur. Borçlunun icra takibinde esasa itiraz yanında yetki itirazında da bulunması ve yetki itirazının incelenmesi görevinin tetkiki merciine ait olması mahkemenin itirazın iptali davasını görmesine engel teşkil etmez. Hem yetki hemde esas yönünden itiraz halinde de alacaklı itirazın icra tetkik merciinde kaldırılmasını isteyebileceği gibi İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi gereğince itirazın iptali için mahkemeye de başvurabilir. Ne varki mahkemenin icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekmez. Çünkü itirazın iptali davasının konusu alacağa ilişkin itirazları kapsar ve burada iptal isteği umumi hükümler dairesinde incelenir. İcra Dairesinin yetkisine itirazın incelenmesi, itirazın iptali davası dışındadır. İtirazın iptali davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde, alacak ilama bağlandığından ve ilamın icrası söz konusu olduğundan başlamış olan takibe artık ilamla takip olarak devam edilecektir. Bu durumda icra dairesinin yetsizliği dikkate alınmaz (Prof. Dr. İlhan Postacıoğlu İcra Hukuku Esasları, 4. baskı, İstanbul 1982, Sayfa 112).
Bu nedenlerle mahkemenin, davalının irca takibinde yetki itirazında da bulunduğu, alacaklının yetki itirazının iptali için mahkemede dava açamıyacağı, yetki itirazını incelemek görevinin tetkik merciine ait olduğu, alacaklının yetki ve borcun esasına ilişkin her iki itirazın kaldırılması için sadece tetkik merciine başvurabileceği gerekçesiyle davayı reddetmesi yasaya uygun değildir. Öte yadan olayda davalı iptal davasında verdiği esasa cevap uygun değildir. cevap dilekçesinde, borcun esasına ilişkin itirazları yanında aynı icra takibinde olduğu gibi, Federal Almanya'da oturduğu ve Alman mahkemelerinin yetkili olduğu nedeniyle mahkemenin yetkisinede itiraz etmiştir. Mahkemenin yetkisine yönelmiş bu itiraz mahkemece öncelikle tahkik edilerek haklı olup olmadığı karara bağlanacaktır.
O halde mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde gerekli soruşturma ve inceleme yapılarak hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı düşüncelerle davanın reddi yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
2 - Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek bulunmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 24.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.