 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/3242
K: 1989/5829
T: 13.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat ve tedbir davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı; seracılık yapıp salatalık yetiştirdiğini, salatalıklarda sarı leke hastalığına karşı zirai ilaçlar bayiliği yapan davalıya başvurduğunu, davalının bu durumun ilaç ile ilgisi olmadığını söylediğini, ancak ziraat teknisyenliğinin söz konusu ilacın salatalıklarda kullanılamayacağını bildirdiğini, mahkeme kanalıyla yapılan tespitte de zararın ilaçtan meydana geldiğinin anlaşıldığını, ileri sürerek zararının tazminini istemiştir.
Davalı, davacının çok eski bir çifçi olduğunu, nerede, ne zaman hangi ilacı kullanacağını bilebileceğini, istek üzeine o ilacın verildiğini, ilacın üzerinde nerede ve ne zaman kullanılacağının yazılı olduğunu, davacının yüksek dozda ve değişik karışımlarda ilaç kullanmış olabileceğini, tesbitin bir ay sonra yapılmış olması nedeniyle ilacın etkisinin ve zararlı olduğunun tesbitinin mümkün olamıyacağını savunmuştur.
Mahkemece; davacının ziraatci olarak kendisine düşen ödevleri yerine getirmediği, ilacı kullanmadan önce ziaat müdürlüğünden mütalaa veya reçete almadığı, zarar ile davalı arasında bağlantı kurulamadığı gerekçeleriyle davacının istemi rededilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki satım sözleşmesine dayanmaktadır. Borçlar Kanunu'nun 194. maddesi gereğince satıcı alıcıya karşı satılanın vadettiği vasıflarını mütekeffil olduğu gibi maddi veya hukuki bir sebeple kıymetini veya maksat olan menfaatini kaldıracak veya önemli bir surete azaltacak ayıplardan salim bulunmasını da mütekeffildir.
Davalının satış sırasında satım konusu zirai ilacın salatalık ziraatinde kullanılacağını söylediği ve ilacı önerdiği ve esasen ilacı bu şekilde satmakta olduğu dinlenmiş olan tanık sözleri ve davalının sorumlu müdürünün mahkemedeki sözlerinden açıkca anlaşılmaktaır. İlacın salatalık için kullanılmayacağı ve zararlı olduğu delil tesbiti raporu içeriği ve tesbit bilirkişisinin açıklamalarıyla kanıtlanmıştır. satım konusu zirai ilacın prespektüsünde de salatalık için kullanılacağına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Buna rağmen satıcı davalı bu ilacı salatalık için önermekte kusurludur. Bu itibarla, ayıptaki tekeffül hükümlerine göre davacının bütün zararlarını tazminle yükümlüdür. Bu nedenle mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde soruşturma yapılarak sabit olacak zarara hükmedilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.