 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1989/265
K:1989/2487
T:10.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YARGILAMA KOŞULLARI
- DAVANIN DİNLENMESİ
ÖZET : Bir davanın dinlenebilmesi, yargılama koşullarını taşımasına bağlıdır. Davacı hakkına kavuşmak için mahkeme kararına gereksinim (ihtiyaç) duymuyorsa, davanın esasına girişilemez. Mahkemebirdavada, yargılama koşullarının bulunup bulunmadığını doğrudan (resen) gözetmek zorundadır.
(2004 s. İİK. m. 24/5)
Taraflararasındakialacakdavasınınyapılanyargılamasısonunda; ilamda yazılınedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalıtarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalıdan peşin para vermek suretiyle 56.000 adet tuğla satırı aldığını,davalının satılan tuğlaları teslim etmediği nedeniyle Çankırı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin25.2.1981 tarih ve 1978/384 esas, 1981/53 karar sayılı ilamiyle aynen teslimi için kararaldığını ve bu kararı Çankırı İcra Memurluğu'nun 1986/1854 sayılı dosyası ile takibekoyduğunu ve fakat davalının elinde tuğla bulunmadığından kararın infazının mümkünolmadığını, dava konusu tuğlanın 1 tanesi ortalama 25 TL. olduğundan alınamayan 56.000adet tuğla yerine bedeli olan 1.400.000 TL.nın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzeredava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, aynı konuda dava görülüp karara bağlandığı nedeniyle ve ortada kesim hükümolduğundan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, önceki davada tuğlaların aynen teslimine hükmedilip tuğlalar davalı tarafından teslim edilmediğinden dava tarihindeki değerleri toplamı 1.400.000 TL.nın yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı tarafçatemyiz edilmiştir.
Savda belirlenen olgular doğrultusunda davacı 56.000 adet tuğla için aynen teslim kararı almış ve fakat davalının tuğlaların teslimi kararının yerine getirilmesi istendiği aşamada tuğlacılığı bıraktığı, elinde hiç bir tuğla kalmadığı nedeni ile kararın infaz edilemediği dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Davacı bunun üzerine bu davayı açmıştır. Öncelikle bu davanın dinlenip dinlenemeyeceği üzerinde durulmalıdır. Bir davanın dinlenebilmesi, eşdeyişle davanın esasının incelenebilmesi, yargılama koşullarını taşımasına bağlıdır. Dava koşullarından, dava edilene ilişkin olanlarından biri de hukuksal yararın bulunmasıdır (Yg. HGK.nun 10.1.1968 gün, 8/1038-8 s. Kararı) Hukuksal yarardan amaç, davacının hakkına kavuşmak için mahkeme kararına gereksinim duymasıdır(Bkz., Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 1979, C: 1 , sh. 884 vd.). Eğer,davacı için bu yolda bir mahkeme kararı gerekmiyorsa davanın esasına girişilemez. Başkabiranlatımla dava dinlenebilir nitelik taşımadığından reddedilir. Mahkeme bir davada, yargılama koşullarının bulunup bulunmadığını, görevinden ötürü doğrudan gözetmek zorundadır (bu ilke az önce anılan Yargıtay HGK. kararında da vurgulanmıştır ayrıca Bkz.,KURU, age., sh. 876).
Somut olaya gelince, davacı, tuğlaların aynen teslimine karar almış ve icra kovuşturmasına geçmiştir. Kararda yazılı 56.000 tuğlanın davalının elinde bulunmamasınedenidavacıya teslim edilememiştir. İİK.nun 24/5. maddesinde teslimi kararlaştırılan taşınır mal "borçlunun" yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değeri alınır. Vermezse ayrıcaicra emri tebliğine hacet kalmaksızın haciz yolu ile tahsil olunur. Menkul malın değeriilamdayazılıolmadığı veya ihtilaflı bulunduğu takdirde İcra Memuru tarafından takiptarihindeki rayice göre takdir olunur hükmü yer almıştır. O halde, anılan yasa buyruğudoğrultusunda davacının bir mahkeme kararına gereksinim duymaksızın teslim edilmesigereken 56.000 tuğlanın değerinin davalıdan alabileceği çok belirgindir. Öyleyse olaydayargılama koşulu yoktur dava bu sebeple dinlenemez ve davanın reddi gerekir. Açıklananyönlerin mahkemece gözden kaçırılıp 56.000 adet tuğlanın bu davanın açıldığı tarihtekideğeri esas alınarak ödetmeye karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.