|
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/2580
K: 1989/5577
T: 05.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda;ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, davalının murislerinin sağlığında işlerini vekaleten idare ederken muris aleyhine haksız kazançlar temin ettiğinden murisin ölümünde sonra, ev eşyası hariç tüm malvarlığına ve şirketlerine kendilerini ortak ettiğini, karşılığında kendilerininde davalıyı geçmişteki tasarruflarından ibra ettiklerini, ancak davalının daha sonra ortaklıklarını tanımadığını öne sürerek ortaklığın tasfiyesini, 1976-1980 dönemi kar payının ödetilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacılar ile ortaklığı bulunmadığını, davalının sermaye katılımı olmadığından sözleşmenin adi ortaklık olarak yorumlanamıyacağını, resmi şekilde yapılmadığından taşınmazlar için geçerli sayılmayacağını, olayda zamanaşımı bulunduğunu, murisin mallarını uhdesine geçirmediğini savunmuştur.
Mahkemece, ortaklığın feshi ve tasfiyesine ,2.284.037 kar payının ödetilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki itirazlarının reddi gerekir.
2 - Mahkemece davacıların talebi doğrultusunda ortaklığın feshine karar verilmiş ve ortaklık işinden tahakkuk eden karın tesbiti ile 1975-1980 yıllarına ait davacılar hissesi olarak 2.284.037,90 liranın ödetilmesine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde ortaklığın tasfiyesi de talep edilmiş ve tasfiye bakiyesinin hisseleri oranında ödenmesine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece herhangi bir tasfiye şekli belirlenmeden şirketin tasfiyesinede karar verilmiştir. Bu şekilde bir karar ortaklar arasındaki uyuşmazlığı tümü ile çözer nitelikte değildir. Adi ortaklığın tasfiye şekli BK.nun 538 ve devamındaki maddelerinde açıklanmıştır. Ortakların tasfiyede anlaşmamaları durumunda tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir. Ortaklığa dahil mallar mahkemece tesbit edilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, bilirkişi aracılığıyla incelemenin yapıldığı tarih itibariyle ortaklığa ait olduğu tesbit edilen bu malların rayiç değerini belirlemek ve sözleşmede davacıların ortaklık payı oranına ilişkin hüküm bulunmadığında BK.nun 523. maddesi gereğince davacılar ve davalının ortaklıkta 1/2 pay sahibi olduğu varsayılarak davacılara düşen payın değerini tesbit etmek ve gerekirse noksan harcı ikmal ettirilerek tesbit edilecek bu değerin ödetilmesine karar vermektir. Bu yön gözetilmeden noksan soruşturma ile hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazının reddine, 2. bent uyarınca kararın davalı yararına (BOZULMASANA), 5000 lira duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine ve istek halinde peşin harcın iadesine, 5.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.