 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/1851
K: 1989/3933
T: 06.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının vekili sıfatıyla 7.035.800 TL. alacağın tahsili bakımından ihtiyati haciz kararı alıp icra takibine başladığını, ayrıca toplam 3.000.000 TL.lık 3 adet bonoya dayalı alacak için de icra takibi yaptığını, sonuçta satışa gidebilmek için gerekli masrafları davalıdan istediğinde, borçlu ile müzakere halinde olduklarının bildirildiğini, bunun üzerine tarafların kendi aralarında anlaştıklarını tesbit ettiğini, buna rağmen vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, 2.000.000 TL. vekalet ücretinin 17.6.1983 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davacı ile sözlü veya yazılı bir vekalet ücreti sözleşmesi yapılmadığını, dava konusu işi takip için talimat dahi verilmediğini, davacının diğer bir avukatın yardımcısı olarak bu işe katıldığını, ancak bu iş bitiremeyeceğini anlayınca, takipten vazgeçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; toplanan delillere göre davacının davalının vekili olarak takipler yaptığı, işlerini takip ettiği, fakat davalı tarafından bir ödemede bulunulmadığı, bu konuda bilirkişiden de aynı mahiyette rapor alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1 - (...)
2 - Taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi olmadığı ihtilafsızdır. Bu durumda ücretin Avukatlık Kanunu'nun 163. maddesinin son fıkrası gereğince Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenmesi gerekir. Ücret sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşuludur. Bu itibarla davacının İstanbul Barosu Başkanlığına verdiği dilekçede sözlü olarak tarafların takip konusu alacağın % 20 sinin ücret olarak ödeneceğini kararlaştırdıklarını açıklaması sonucu etkilemez. Bu nedenle kararın bozulması gerekir.
3 - Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, kararın 2. bent gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6.6.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.