 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/1281
K: 1989/3465
T: 22.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılarla yaptığı 25.6.1986 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinde, Gölbaşı ilçesinde açacağı ve takip edeceği izale-i şuyu davasının, hangi aşamada olursa olsun, uzlaşma veya rızai taksim ile sonuçlanması halinde dahi davalıların kendisine 750.000 TL. avukatlık ücreti ödeyeceklerinin hükme bağlandığını, davanın takip edilip sonuçlandırıldığını, ancak taşınmazlardan tam satılacağı sırada hissedarlar arasında rızai taksim yoluna gidildiğini, avukatlık ücretinin ise ödenmediğini ileri sürerek 750.000 TL.nin davalılardan müteselsilen alınmasını istemiştir.
Davalılar, davaya karşı cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, sözkonusu sözleşmede tarafların avukatlık ücretinin satış parasından ödenmesini kararlaştırdıkları, oysa Avukatlık Yasasının 164/3. maddesi gereğince bu kabil sözleşmelerin batıl olduğu, ayrıca verilecek ücretin başarıya göre belirlenmediği ve davanın olumsuz hali için belli bir ücret ödenmesinin sözkonusu edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - İddia ve savunmaya, toplanan delillerle, davada dayanılan ücret sözleşmesinde davalılardan Şahin E.'un imzasını bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davalı Servet E.'ün durumuna gelince: Davacı dava dilekçesinde uyuşmazlığın rızai taksim yoluyla sulhen halledilmesi nedeniyle, böyle bir durum için ücret sözleşmesinde öngörülen 750.000 TL. ücretin alınmasını istemiştir. Gerçekten 25.6.1986 günlü ücret sözleşmmesinin, ücret kısmının 2. maddesinde, şayet uzlaşma yönüne gidilecek olursa bu takdirde uzlaşma davanın hangi safhasında olursa olsun 750.000 Tl. alınacağı hükmü yer almıştır. uyuşmazlığın rızai taksim yoluyla giderildiğinde de ihtilaf yoktur. Olaya ücret sözleşmesinin 1. maddesinin değil, 2. maddesinin uygulanması sözkonusudur. Sözleşmede yazılı olduğu gibi uzlaşma halinde avukata verilecek ücret muayyen ve maktu olarak tayin edilmiştir. Bu şekilde bir ücretin belirlenmesi Avukatlık Yasasına aykırı değildir. Bu ücretin gayrimenkulün satış parasından ödenmesine ilişkin sözleşmenin diğer hükmünün, 750.000 TL.lık ücretin muacceliyeti ve ödeme koşulları ile ilgilidir. Ücretin tayininde 1. bent olarak belirlenen % 10 oranın olayda uygulanması sözkonusu olmadığından, dayanılan ücret sözleşmesi bu davada geçerli kabul edilmek gerekir. O halde Mahkemece davalılardan Servet E. yönünden üacret sözleşmesi hükümlerine göre karar kurulması gerekirken yazılı şekilde onun hakkında da avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerinin uygulanması yasaya uygun değildir ve bozmayı gerektirmektedir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bent gereğince davacının diğer temyzi itirazlarının reddine, kararın 2. bent'de yazılı nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 22.5.1989 gününde oybirilğiyle karar verildi.