 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/1139
K: 1989/3486
T: 23.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan (M.S.) ve (S.T.) avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, tarafların murisleri (T.A.)'ın ölümüyle 7 ve 4 parsel sayılı taşınmazların mirasçıları davacı ve davalılara intikal ettiğini, 7 parsel üzerindeki tüm inşaatları kendi parası ile yaptığını; 4 parselde babadan kalan evin yanına yine kendi parası ile konut olarak kullanılan bir bina, garaj, demirkapı, tuvalet ve briket duvar inşa ettiğini; tüm inşaatlar için 15 milyon TL. sarfettiğini; dava konusu taşınmazlardan ortaklığın giderilmesi için dava açıldığını, taşınmazlardan davacının harcamalarıyla buyük artış olduğunu ileri sürerek 7 ve 4 parsellerde davacı tarafından yapılan inşaatların değeri için ana mülkün değerine oranının ne miktar olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya konu taşınmazlar üzerindeki inşaatların tarafların murisi (T.A.)'ın sağlığında (T.A.) tarafından yapıldığını, davacının katkısı olmadığını, bu tür bir davayı açmakta davacının hukuksal yararı olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dava konusu bina ve eklentilerinin davacıya aidiyetinin, değerinin ve bunların arazisinin değerine olan oranının tesbitine ilişkindir. Tesbit davasının dinlenebilmesi için davacının dava konusu yaptığı hususların mahkemece hemen tesbitinde hukuki bir yararın bulunması gerekir. Dosya içeriğinden bina ve eklentilerinin bulunduğu taşınmazla ilgili ortaklığın giderilmesi davasının henüz devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Davacının mirasçı olarak müştereken taşınmazda kendi parasıyla yaptığı bina ve eklentilerden kaynaklanan alacak hakkı, taşınmazın satışına karar verildikten ve bunların değeri davalıların mal varlığına girdikten sonra nedensiz zenginleşmeye dayanan bir eda davacı tarafından yapılıp yapılmadığı ve bunlar için davacının katlanmış olduğu giderler de öncelikle tesbit edilecektir. davacının ileride açacağı eda davasında tesbit edilecek hususlar için hemen ayrı bir tesbit davası açmasında hukuki yarar yoktur. Diğer taraftan davacının bu safhada böyle bir tesbit davası açması görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasına delil hazırlamak amacına yönelik olması nedeniyle de kabul edilemez. Bu itibarla davanın hukuki yarar yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, 23.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.