 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1989/105
K: 1989/440
T: 30.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, ayrı ayrı 1/5 paylarına sahip oldukları 720-722 ve 744 parsel sayılı üç parça taşınmazlarını ayrı ayrı (15 adet) sözleşme ile davalıya satışını vaadettiklerini, ancak, gerek kendilerinin, gerekse bütün ortaklarını kendilerenin oluşturduğu A....A.Ş.'nın, satışa tekaddüm eden günlerde ve sözleşme tarihlerinde muhtelif kişilere karşı icra takiplerine ve hacizlere konu olan ağır borç yükü altında bulunduklarını, şahsi ve ticari itibarlarını ve geleceklerini tehdit eden bu müzayaka nedeni ile akıl ölçülerine aykırı biçimde toplam 6.000.000 TL. bedelle yapılan sözleşmelerin gabin dolayısıyle feshi ile geçersizliğine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacıların daha önce açtıkları bir başka davada bu sözleşmelerin kendisine olan 4.800.000 liralık borcun teminatı olarak yapıldığını öne sürdüklerini, eğer muvazaa varsa gabin iddiasının geçerli olamıyacağını, bedelin düşük olmayıp vergi değerini üstünde olduğunu, hiffet ve müzayakanın bulunmadığını, A...A.Ş.'nın devamlı karlı bilanço verdiğini, müzayaka durumu da olsa davalının bundan yararlandığının ispatı gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dava haklı görülerek sözleşmelerin gabin nedeni ile iptaline ve geçersizliklerinin tesbitine karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2 - Gabin nedeni sözleşmenin feshedilebilmesi için, ivazlar arasındakiaçık nisbetsizlik dışında, gabinin, zarar görenin müzayaka halinde bulunmasından, veya hiffetinden veya tecrübesizliğinden istifade suretiyle vukua geldiğinin kanıtlanmış olması gerekir. Olayda davacılar, müzayaka halinde bulunmuş olmalarına dayanmışlardır. Müzayaka halinin varlığı ve davalının bunu bilerek durumdan yararlandığını davacılar ispatla yükümlüdür. Bu hususun her türlü delillerle kanıtlanması mümkündür. Bu konuda davacı tanık deliline de dayanmıştır. Davacının tanıkları dinlenmeden, davalının bu konudaki karşı delillerin toplanmadan mahkemenin, davacıların müzayaka durumunda olduğunu ve bundan davalının yararlandığını kabul etmesi doğru değildir. Satış vaadi sözleşmesinde taraf davacılardır. Müzayaka halinin kanıtlanması için mahkemeye ibraz ettikleri protestolu senetlerde borçlu A...Şirketi ve 2.1.1979 günlü anlaşma ise taraf A....A.Ş. ile...Kollektif Şirketi yani davacıların ortak oldukları ayrı tüzel kişilerdir. Anonim şirketin ortaklarının dışında ayrı bir mal varlığı bulunduğu ve davacıların A.Ş.'nin borçlarından şahsen borçlu olmadıkları, kollektif şirketin borcundan dolayı da şahsen sorumluluklarının ikinci derecede olduğu açıktır. Öte yandan A.Ş.'nin borçlarından şahsen borçu olmadıkları, kollektif şirketin borcundan dolayı da şahsen sorumluluklarının ikinci derecede olduğu açıktır. Öte yandan A.Ş.in malvarlığı ve bilanço durum da incelenmemiştir. Davacılar kendilerinin ve A....Şirketi'nin icra takiplerine ve hacizlere maruz kaldıklarını açıklamışlarsa da bu konuda ilgili dosyaları bildirmemiş ve bir delil göstememişlerdir.
Bu nedenle, mahkemenin sadece davacıların mensup oldukları Anonim Şirketin senetlerinin protesto edilmesini ve bu şirketin anlaşma ile borç altına girmiş olduklarını yeterli sayarak olayda gabin sübjektik unsurunun gerçekleştiğini kabul etmesi yasaya aykırıdır.
O halde, mahkemece, müzayaka halinin ve davalının bundan yararlandığının tesbiti yönünden, tarafların gösterecekleri tanıkların dinlenmesi, gerek davacıların gerekse mensup oldukları A...Şirket'nin satış tarihindeki mali durumlarının ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tesbit edilmesi, varsa davacıların dalandıkları takip ve haciz dosyalarının getirtilmesi, bütün bu deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, esik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Sair itirazların reddi ile temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 3000 lira duruşma avukatlık parasının davacılardan alınarak davalıya ödenmesine, 30.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.