Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/6825
K: 1989/2181
T: 30.03.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonuda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı kuyumcu, davalının, 1986 yılında kendisine 22 ayar altın bir çift kahve fincanı ile tepsi sattığını, ancak bir süre sonra tepsi ve fincanların renklerinin değişime uğraması üzerine yapılan inceleme sonucunda, altın olmayıp gümüş üzerine altın kaplama yapıldığının anlaşıldığını öne sürerek mevcut ayıp nedeniyle satışın feshini ve zararına karşılık 7.617.000 liranın davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, ayıp için ihbar süresini geçirilmiş olduğunun, zamanaşımı bulunduğunu ve esastanda iddianın doğru olmadığını, satılan tepsi ve fincanların el değiştirmiş olduğunu, satılanların davaya konu edilenler olmadığını savunmuştur.
Mahkemece satılan altınların dava tarihindeki değeri 7.617.000 liranın tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanununun 207. maddesi gereğince satıcı daha uzun müddet için kefalet etmemişse satılanı ayıba karşı tekeffülden doğan her türlü dava satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile alıcıya teslimden itibaren bir sene geçmekle sakıt olur. Teslimden itibaren başlayan bir senelik süre gizli ayıplarda da uygulanır ve gizli ayıp daha sonra meydana çıksa bile sürenin teslimden itibaren hesaplanması gerekir. Anlaşmanın ve teslimin Ekim 1986'da yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Dava ise bir yıllık süre geçtikten sonra 5.4.1988'de açılmıştır. Bu itibarla olayda dava bir yıllık zamnaşımı süresi olduktan sonra açıldığından davanın zamanaşımından reddi gerekir. Her ne kadar mahkemece davalının davacıyı iğfal ettiği gerekçesiyle zamanaşımı def'i reddedilmişse de olayda davalının davacıyı iğfal ettiğine  ilişkin bir olay iddia edilmemiş ve iğfal hususu kanıtlanamamıştır. davacının kuyumculukla iştigal ettiğin ve davalının Devlet Hastanesinde Diş Hekimiolduğu uyuşmazlık konusu değildir. Davalını daha önce fincan takımını başkasından satın aldığı kabul edilmektedir. Dava dilekçesinde aldatma olarak, davalının fincanları altın olarak satın aldığını ve altın olduğundan emin olduğun söylemesi olayına dayanılmıştır. Devlet hastanesinde diş tabibi olan davalının fincan ve tepsisinin altın olduğunu davacıya söyleyerek bunları satmış olması ve daha sonra da fincan takımının altın olmadığının anlaşılaması davalının hilesi olduğunu ifade etmez Davacı davalının fincan takımının altın olmadığını bilmesine rağmen bunları kedisine altın diye sattığını kanıtlayamamıştır.
O halde hileli söylememe durumu yoktur. Öte yandan davacı, dava dilekçesinde açıkladığı gibi, satım sırasında malı meslektaşlarıyla birlikte muayene etmiştir. Davalının gereği gibi muayene etmemeye davranış ve sözleriyle sebebiyet verdiği de sözkonusu değildir.
1 - Mahkemece davalının daha önce bu takımı kimden, hangi tarihte ve kaç liraya aldığına dair bir tahkikat yapılmamıştır. Mahkemenin iddia edilmeyen ve kanıtlanmayan hal ve şartlara dayanarak davalının maldaki ayıbı bildiğini farzetmesi de doğru görülmemiştir. Satış bedelinin düşük olması her zaman malın ayıplı olduğunu ve alıcının bunu bildiğini ifade etmez. Bu itibarla olayda BK.nun 207. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "satıcı alıcıyı iğfal etmişse bir senelik zamanaşımından yararlanmaz" hükmünü uygulama olanağı yoktur. Davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken, esasına girilerek kabulü yasaya uygun değildir ve bozma nedenidir.
2 - Bozma nedenine göre diğer itirazların şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına (BOZULMASINA), bozma nedenine göre diğer temyiz itirzlarının incelenmesine yer bulunmadığına, 24.800 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ve istek olursa peşin harcın iadesine, 30.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini