 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/5914
K: 1988/5854
T: 02.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, Antalya'nın Selçuk Mahallesi'nde kain olup tapunun 164 ada, 10 sayılı parselinde kayıtlı paylarıyla ortaklığın giderilmesi sonucu satın aldıkları payların tamamının satışını davalıya 22.10.1985 tarihli re'sen düzenlenmiş senetle vadettiklerini, ancak ihalenin feshi davası açılması nedeniyle satışın yapılmadığını, engel kalktıktan sonra ferağ vermeyi taahhüt ettiklerini, davalının kanuni engel kalkıp henüz ferağ verme imkanı doğmadan taşınmazın üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve yine satış bedeline karşılık verdiğini ödemekle yükümlü bulunduğu bonoların protesto edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı aldığını ileri sürerek satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıların satış vaadi sözleşmesinde ferağ vekili olarak tayin ettikleri Avukat Halil'i azlettiklerini, taşınmazı başkalarına satmak üzere üçüncü kişilerle pazarlığa oturduklarını bunun üzerine taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir koydurarak ferağa icbar davası aştığını, ayrıca bonoların protesto edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı aldığını, aslında kendisine düşen vecibeleri yerine getirmeye amade olduğunu savunmuş, mahkemece isteğin aynen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 22.101.1985 günlü satış protokolünde davacılar, Hasan Hüseyin tarafından aleyhlerine açılmış bulunan ihalenin feshi davasında kendilerini temsil etmek üzere Avukat Halil'e vekaletname vereceklerini kabul etmişlerdir. Ayrıca, 22.10.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle da aynı avukatı ferağ vekili tayin etmişlerdir. Buna rağmen ihalenin feshi davasında Avukat Halil'e vekaletname vermemek ve davacılardan Gülsen 21.1.1986 tarihinde aynı avukatı ferağ vekiliğinden azletmek suretiyle sözleşmeye aykırı davranmışlardır. Zira satış vaadi sözleşmesinde bir teminatıdır. Hatta bu yön adeta sözleşmenin bir unsuru haline gelmiştir. Ferağ vekilinin azedilmiş olması elbetteki davalının güvenini sarsıcı niteliktedir. Azlin satıcı davacılardan yanlız biri tarafından yapılmış olması da sonuca etkili değildir. Çünkü satıcılar satış vaadine konu taşınmaz malda iştirak halinde maliktirler. Bu nev'i mülkiyete konu olan hak ve malların başkasına devri ortakların oybirliğiyle karar almalarına bağlıdır. Buna bir malikin katılmaması halinde devir mümkün değildir. Bu nedenle davacıların ferağ vekili olarak tayin ettikleri avukatın maliklerden biri tarafından azledilmesi halinde bu vekilin yanlız başına ferağda bulunmasına artık olanak kalmamıştır. Bu şekilde davacıların sözleşmeye aykırı davrandıklarının kabulü zorunlu bulunmuştur. BK.nun 81. maddesi hükmü uyarınca kendisine düşen edimi yerine getirmeyen tarafın, karşı tarafın ediminin ifasını isteyemez. Bu itibarla davalının borçlu bulunduğu borç bedellerini ödememesi ve bu konuda ihtiyati tedbir kararı almış olması mütemmerrit duruma düştüğünü göstermez. O halde mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken isteğin kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 24.800. lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 2.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.