 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1988/5415
K:1989/512
T:01.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SENET İPTALİ DAVASI
- KORKUTMA (İKRAH)
- SÜRE
ÖZET : Davacı; senedin tehditle kendisinden alındığını, BK. nun 31. maddesi gereğincebirsene içinde, senetle bağlı olmadığını, davalılara ihtarname göndererek açıkladığına göre bu davayı 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açabilir. Korkutma (ikrah) olayının varolup olmadığı tanıkla kanıtlanabilir.
(818 s. BK. m. 31)
Taraflararasındakisenet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılınedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacıavukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dava miktar itibariyle HUMK.nun 438.maddesine göre duruşmaya bağlı olmadığından bu isteğin reddiyle incelemenin evraklarüzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı; bütün mal varlığını kardeşlerinin çocukları olan davalılardan İbrahim'e sattığına ilişkin 23.7.1985 tarihli elyazılı senedi, diğer davalı Turgut'un kendisinidöverek ve tehditle imzalattığını ileri sürerek anılan senedin iptalini istemiştir.
Davalılardan Turgut, zorla senet imzalatmadığını, bilakis okuma yazması olmayan davacıya satım işinde yardımcı olduğunu, diğer davalı İbrahim ise, senette yazılı satışbedeli15.000.000lirayıdavacıyaverdiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğinisavunmuşlardır.
Mahkemece, korku nedenine dayanan davacının bir yıllık süre içinde dava açmadığından imkanı varken hemen savcılığa başvurmadığından ve dövüldüğüne ilişkin doktor raporuolmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiştir.
1- Dava konusu edilen senet 23.7.1985 tarihini taşımaktadır. Davacı, davada davalıların ikrahına dayanarak senedin iptalini istemiş ve 26.8. 1986 gününde bu davayı açmıştır. Nevarki davacı, davadan önce 22.10.1985 tarihinde Gemerek Noterliği aracılığıyla davalılaragönderdiği ihtarnamede dava konusu senedin tehditle kendisinden alındığını, bu itibarla senedin hükümsüz olduğunu duyurmuştur. Davacı Borçlar Kanununun 31. maddesi hükmü gereğince bir sene içerisinde senetle bağlı olmadığı yolundaki iradesini, senette alıcı olarak adı geçen davalı İbrahim'e ve senette tanık durumunda olan diğer davalı Turgut'a noter ihtarnamesi göndererek açıklamıştır.
Böylece, davacı bu akti kabul etmediğini bir yıllık süre içinde bildirdiğinden, işleme sonradan izin vermesi sözkonusu olamaz. Bir yıllık süre içerisinde ayrıca dava açmasına gerek yoktur. Bu itibarla Borçlar Kanununun 31. maddesinde yazılı bir yıllık süre içindesenetle bağlı olmadığını bildiren davacı, bu davasını 10 yıllık zamanaşımı süresi cereyanetmeden açmıştır. Bu nedenle mahkemenin, davanın bir yıl içinde açılmadığı gerekçesiyledavayı reddetmiş olması yasaya aykırıdır ve bozma nedenidir.
2- Dinlenen davacı tanıkları Ahmet, Hasan, Hasan Hüseyin, senedi imzalaması içindavacının,davalılardanTurguttarafından dövüldüğünü açıkca söylemişlerdir. Senetteimzası bulunan İzzet, kendisinin senedin düzenlendiği sırada hazır bulunmadığını, senedi sonradan imzaladığını açıklamıştır. Bu ifade senet içeriği ile çelişkilidir. Tanık Ali, davalı İbrahim'in kendisine 15.000.000lirayı davacıya vermediğini söylediğini beyanetmiştir. Dinlenen bütün tanıkların ifadelerinin değerlendirilmesinden davacının korkutmave tehditle dava konusu senedi imzalamış olduğu anlaşılmaktadır. Tanıkların bu ifadeleri karşısında davacının, olaydan sonra hemen şikayette bulunmaması, doktor raporu almamışolması sonuca etkili değildir. Korkutma olayının var olup olmadığı hususu tanıkla isbatedilebilir. Bu nedenle mahkemece davanın kabulü gerekirken, yazılı düşüncelerle red kararıverilmiş olması yasaya aykırıdır.
Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 1.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.