 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/5266
K: 1988/5700
T: 28.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki teminat mektubunun iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıdan satın aldığı ve kaçak yakalanmış takribi 49 ton kakaodan bozuk çıkan 4130 kg'ın bedelinin, satış parasından indirilmesini ve verdiği 2.615.000 lira tutarındaki teminat mektuplarının da geri verilmesini istemiştir.
Davalı, satışın ilgili tüzük hükümlerine göre yapıldığını, buna göre alıcının satıştan sonra satışın bozulmasını isteyemiyeceğini, alıcının malı görmüş, ayıplarını tesbit etmiş olarak ihaleye katıldığını savunmuştur.
Mahkemece, malın yakalanma tarihi ile ihale tarihi arasında yaklaşık 3 yıl olduğu bu süre içinde davacı şirketin basiretli düşünerek bozulmayı gözetmesi gerektiği ihaleye girmekle sonuçları düşünüp kabul ettiği, esasen satılan malın gümrüğe terkedilmiş tasfiyey tabi mal olduğu, 49 tondan 4130 kg.dan gerisini teslim almış olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki 31.3.1983 günlü satış sözleşmesi 2490 sayılı Kanunun 41. maddesi gereğince açık artırma ile yapılan ihale sonunda kurulmuştur. Cebri artırma ile satış sözkonusu olmadığına göre, uyuşmazlığn ihale şartnamesi, sözleşme ve BK.nun satımda satıcının tekeffülüne ilişkin hükümleri gereğince çözümlenmesi gerekir.
Şartnamede ve sözleşmede satış konusu maldaki ayıp dolayısıyla satıcının tekeffülünü kaldıran bir hüküm bulunmamaktadır. O halde, açık artırma ile mal satan davalı, BK.nun 194. maddesi gereğince satılanın ayıptan salim olmasını tekeffül etmiştir. Satın alınan kakaoların bir kısmının bozuk çıktığı malın 15 günlük tesellüm süresi içinde düzenlenen 12.4.1983 günlü tutunak ve 7.6.1983 günlü tahlil raporu ile tesbit edilmiştir. Ayıp ihbarı davacının 12.4.1983 günlü dilekçesi ile süresinde yapılmıştır. Satıcı kusurlu olmasa bile satım hükümlerine göre ayıptan dolayı sorumludur.
Bu durumda davacı BK.nun 202. maddesi gereğince ayıplı kısma tekabül eden bedelin indirilmesini, ödenmişse kendisine geri verilmesini isteyebilir.
Öyleyse, mahkemece bozuk çıkan kakao miktarının ve bunun bedelinin tesbiti ile bulunacak tutarın davalıdan alınmasına ve teminat mektuplarının iade edilmemesi için başka bir sebep tesbit edilemediği takdirde teminat mektuplarınında iadesine karar verilecek yerde yazılı şekilde davanın reddedilmiş olması yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle davacı yararına BOZULMSINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 28.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.