 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/4825
K: 1988/6209
T: 19.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, kendi evini sözlü akitle davalıya kiraladığını, kira başlangıcının 1.10.1985 olduğunu, bu tarihten 1986 yılı 3. ayına kadar davalının 25.000 TL. aylık kira bedeli üzerinden ödeme yaptığını, 1986 yılı Mart ayındanberi davalının karısı ile çıkan anlaşmazlığı bahane ederek kendisine kira ödemediğini, 1986 Nisan ve Mayıs ayları kirasını davalıdan icra yolu ile tahsil ettiğini, daha sonraki ayların kirasını ödemediğini, bundan sonra davalının karısı hakkında fuzuli işgal nedeniyle tahliye davası açıp davalının karısının tahliyesine karar verilip kararın kesinleştiğini, davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, davalının itirazının kaldırılarak kendisine 1.6.1986 ila 30.11.1987 tarihleri arasında 553.000 TL. kira borcu olduğunun tesbiti ile takibe devam için karar verilmesini istemiştir.
Davalı karısı ile geçinemediği için evi terk ettiğini, kiracı durumunda karısının olduğunu, karısına nafaka verdiğini, davacı ile kira ilişkisi olmadığını, bu nedenlerle davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece kiralananda davalının karısı oturduğu ve karı-koca arasında mal ayrılığı mevcut olduğundan, davalının kira parasından sorumlu olmayacağı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Kira akti davacı kiralayan ile davalı koca arasındadır. Davalı karısı ile geçinemediği için evi terk ettiğini, kiradan sorumlu olmayacağını öne sürmüşse de davalı kiracı bildirdiği tarihte davacı ile olan kira sözleşmesini usulünce fesih ettiğine dair bir belge ibraz edememiştir. Bu itibarla karısının kiralananda oturması dolayısı ile davacıya karşı kira parasından sorumludur. Ne var ki, davacı davalının karısı aleyhine 12.9.1986 tarihinde açtığı fuzuli işgal nedeni ile tahliye davası dilekçesinde davalının evden ayrılmış olduğunu öğrendiğini, kadının fuzuli şagil durumunda olduğunu bildirmiştir. Davacı fuzuli işgal nedeniyle açtığı davada davalıyı davaya dahil etmemiştir. Davacı, davalının evi terk ettiğini ve böylece kira sözleşmesinin sona erdiğini, davalının karısı hakkında açtığı tahliye davasında kabul etmiş olmaktadır. Bu itibarla fuzili işgal nedeniyle açtığı davada davalıyı davaya dahil etmemiştir. Davacı, davalının evi terk ettiğini ve böylece kira sözleşmesinin sona erdiğini, davalının karası hakkında açtığı tahliye davasında kabul etmiş olmaktadır. Bu itibarla fuzuli işgal nedeniyle tahliye davasının açıldığı tarihe kadar davacı ve davalı arasında akdi ilişkinin devam ettiği kabul edilebilir. Davacının bu tarihe kadar davalıdan kira talep hakkı vardır. Bu nedenle davanın tamamen reddi yasaya aykırıdır, bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 19.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.