 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/4799
K: 1988/5303
T: 10.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar, harici iki ayrı senetle davalılardan üç taşınmaz satın alıp bedelin bir kısmını peşin ve bakiyenin çoğunuda vadeli senetlerle ödedikleri halde davalıların iki taşınmazı bir şirkete, diğerini de üçüncü kişiye sattıklarını öne sürerek, ödemiş bulundukları 136.615.000 liranın icra giderleri toplamı 6.115.000 lira ile birlikte tahsilini ve henüz davalı elinde bulunan üç bonodan dolayıda borçlu olmadıklarının tesbitini istemişlerdir.
Davalılar iki taşınmazın davacıların isteği üzerine ortakları yalnızca davacılardan ibaret olan şirkete sattıklarını, diğer üçüncü kişiye satılan taşınmaz yönünden bedel ödemeye hazır olduklarını, ayrıca iddia edilen, tutarda ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 20.500.000 liranın tahsiline ve bazı bonoların iptaline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlerle ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Mahkemece 30.3.1986 ve 30.2.1986, 30.4.1986, 31.10.1987, 28.2.1988 vadeli bonoların işlem görmemiş olmaları nedeniyle, davacılarca sonradan düzenlenmiş olmalarının imkan dahilinde olduğu kabul edilerek, bunların ödenmemiş sayılmalarına ve iptallerine karar verilmiştir. Oysa taraflarca itiraz edilmeyen her iki sözleşmede belirtilen senet listelerinde yukarıda vadeleri gösterilen senetler zikredilerek senetlerin alıcılar tarafından satıcılara teslim edildiği belirtilmektedir. Davalılarda senetlerin davacılarca kendilerine verilmediği itirazında bulunmamışlardır. O halde senetleri sözleşmenin düzenlendiği sırada davalılara teslim edildiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Senet asılları ise davada, davacılar tarafından ibraz edilmiştir. Senetlerin davacıların eline yasal olmayan bir yolla geçtiği veya sözleşmede belirtilen senetlerin, halen davalılar elinde olduğuda iddia edilmemiştir. BK.nun 87. maddesine göre senedin iade edilmiş olması, senetteki borcun ödendiğine yasal karine oluşturduğundan sözü edilen beş adet bono bedellerinin davacılarca davalılara ödendiğini kabul etmek gerekir. Bu durumda hüküm altına alınan alacak miktarının belirlenmesinde bu bono tutarları da dikkate alınmalıdır. Bonoların ödenmediklerinden sözedilerek iptallerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı birinci bent gereğince diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince kararın davacılar yararına BOZULMASINA, istek olursa peşin harcın iadesine, 24.800 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, 10.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.