 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/4163
K: 1988/5707
T: 28.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı baba-oğul (N,G.) ve (K.G.)'ün imarın 4100 ada 8 parselinde yapmakta oldukları apartmanın (6) no'lu dairesini 20.10.1982 tarihli sözleşme ile 1.700.000 TL.'ya satın aldığını, 100.000 TL. peşin verdiğini, 2 kalemde 117.000 TL. 11.4.1983 tarihinde havale ettiğini, ayrıca Almanya'dan 6.11.1982 tarihinde 1700 mark ve yine 8.3.1983 tarihinde de 715 mark toplam 2415 mark gönderdiğini ve davalılarca alındığını, mark'ın dava tarihindeki banka alım fiyatı 465.40 TL. olduğundan dava tarihindeki Türk Parası değeri 1.123.940 TL. olup toplam 1.340.940 TL. davalılara ödemiş bulunduğunu, davalıların daireye kendisine teslim etmediklerini ve bir başkasına sattıklarını, davalılara hak ve alacaklarının ödenmesi için ihtar çektiğini, davalıların ödemeye yanaşmadığını, bu nedenle 1.340.940 TL.'nın temerrüd tarihi olan 10.2.1984 tarihinden bankalar arası cari, ticari iskonto faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen kendilerinden alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının kendilerinden daire aldığına dair her hangi bir yazılı belgesi olmadığını, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalı (R.G.) hakkında davanın husumet yönünden reddine, 405.537 TL.'nun temerrüt tarihi olan 8.3.1984 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı (K.G.)'den tahsil ile davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacının davalıların adi ortak olarak inşa ettikleri apartmandan (6) numaralı daireyi 20.10.1982 tarihli sözleşme ile adi ortaklığı temsil eden (K.G.)'den satın aldığı bu daire karşılığında 405.537 TL. ödediği anlaşılmaktadır. Adi ortaklığı davalı (K.G.)'ün idare ettiği ve böylece adi ortaklığı yönetici şerik olarak (K.G.)'ün temsil ettiği beyanıyla sabittir. Borçlar Yasası 533 üncü maddesi son çümlesine göre "kendisine idare vazifesi tahmil edilen şerik, şirketi ve bütün şerikleri üçüncü şahıslara karşı temsil etmek hakkını haiz sayılır" denmektedir. Böylece bu sözleşmede (K.G.) adi ortaklığı temsil etmiştir. Borçlar Yasası 534 son cümlesinde de hilafına mukavele edilmiş olmadıkça şerikler birlikte veya bir mümessil vasıtasıyla üçüncü bir şahsa karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen sorumludurlar. Davalı ortak (K.G.)'ün (S.) İnşaat ve Taahhüt işleri Adi Ortaklığı adına hareket ettiği sözleşme içeriği ile subuta ermektedir. O halde (R.G.)'ün diğer ortak (K.G.) ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken onun hakkındaki davanın husumetten reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın davacı yararına BOZULMASINA istek olursa peşin harcın iadesine 28.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.