 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1988/3766
K: 1988/5373
T: 14.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalılardan yapılmakta olan ve 4.350.000 lira satış bedeli karşılığı satın aldığı ve bedelini tamamen ödediği dairenin 23.6.1983 günlü satış shözleşmesinde belirlenen tarihte tamamlanarak teslim edilmemesi üzerine, bir takım noksanların malzeme ve işçilik giderlerinin tarafından karşılandığını ve davalılara ihtarname ile haklarını saklı tuttuğunu belirterek Aralık - 1986 tarihinde daireye taşındığını, sözleşmede teslimde gecikme durumunda ilk 6 ay için ayda 50.000 lira ve bundan sonra 8.750.000 lira ceza koşulu öngörüldüğünü ileri sürerek toplam 9 milyon lira ceza koşulunun davalılardan alınmasını istemiştir.
Davalılar, davacının satış bedelinin tamamını ödemediğini dava konusu dairenin bir kısım malzemeleri davacı tarafından temin edilmek suretiyle kendileri tarafından yapılıp oturmaya hazır vaziyette teslim edildiğini, davacı, daireye taşınarak oturduğundan ceza koşulu isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı açıkça ceza koşulunu saklı tuttuğunu, süresinde ihttar etmeden daireyi teslim aldığından BK.nun 158/2. maddesi gereğince ceza şartı taleb edemeyeceği nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
1 - Uyuşmazlık, sözleşmenin 2. maddesinde öngörülen ceza koşulundan kaynaklanmaktadır. Bu maddede aynen; "İnşaat bu sözleşmenin imzalanma tarihi olan 23.6.1983 tarihinden itibaren 24 ayın bitiminde iskan alınmış ve noksansız olarak 30.6.1985 tarihinde teslim edilecektir. Tayin edilen müddette teslim edilmediği takdirde gecikilecek her ay için müteahhitler 50.000 lira ödemeye taahhüt ve kabul ederler. Ancak, bu durum en fazla 6 ay devam edecek ve 6 ayın sonunda da iskanlı olarak ve tam teslim edilmediği takdirde müteahhitler daire satın alan Rukiye ve Yücel'e ödedikleri tam peşin ücretin yani 4.350.000 liranın iki katı 8.750.000 lirayı tazminat olarak ödemeyi şimdiden kabul ve taahhüt ederler sözleri yer almıştır. Taraflar burada iki ayrı türde ceza koşulu belirlemişlerdir. Birincisi; 6 ay gecikme ile sınırlı ve ayda 50.000 liralık teslimde gecikme hali için ifaya eklenen ceza koşulu, ikincisi de; dairenin 6 aylık cezalı gecikme süresinde de iskanlı ve tam teslim edilememesi halinde geçerli olmak şartıyla 8. 750.000 liralık seçimlik ceza koşulu, başka ifade ile ifa edilmeme veya eksik ifa ceza koşuludur. Olaydaki 8.750.000 liralık ceza koşulunun akdin tam olarak ifa edilmemesi hali için öngörülen seçimlik bir ceza koşulu olduğu; ayrı olarak öncelikle gecikme dolayısıyla aylık ceza koşulu belirlenmesinden ve cezalı gecikme süresinin en fazla 6 ay devam edebileceğinin kararlaştırılmış olmasından anlaşılmaktadır. Bu sözleşme hükmü ile davacı alıcıya, 6 ayın sonunda da daire tam eksiksiz teslim edilmediği takdirde, sözleşmedeki borcun ifasından vazgeçerek 8.750.000 liralık ceza koşulunu isteme yetkisi tanınmıştır. Öteyandan 6 ay sonunda satış bedelinin iki katı tutarında, davacının müsbet zararını karşılayacak şekilde 8.750.000 lira miktarında bir tazminat ödenmesinde anlaşmaya varılması, bu tazminatın ifaya eklenen gecikme cezası değil seçimlik ceza koşulu olduğunu göstermektedir. Bu nedenlerle mahkemenin dava edilen tutardan 8.750.000 liralık bölümü, davacının daireyi teslim alırken ceza koşulu isteğini saklı tutmadığı sebebiyle BK.nun 158/2. maddesine dayanarak ret etmesi yasaya aykırıdır. Çünkü bu hüküm akdin muayyen zamanda veya belirli yerde icra edilmemesi halinde tediye olunmak üzere ceza koşulu kabul edilmiş olan durumlarda uygulanır. Olayımızda ise bu bölüm yönünden seçimlik bir ceza koşulu sözkonusudur. Ne varki 6 aylık cezalı süre geçtikten sonrada davacının akdin icrasını istediği dairenin tapusunu daha önce aldığı, müteahhitlerle anlaşarak bakiye satış bedeli borcuna mahsuben onların istediklerine göre malzeme sağladığı ve işçi gideri yaptığı ve kendisinin inşaatı tamamlamaya çalıştığı ve Aralık 1986 tarihinde de daireye oturduğu uyuşmazlık konusu oluşturmadığına göre, davacı artık sözleşme konusu dairenin yanında 2. maddede yazılı 8.750.000 liralık ceza koşulunu isteyemez. O halde bu bölüm isteğin mahkemece reddi bu nedenlerle sonucu itibariyle yasaya uygun olduğundan davacının bu konuya ilişkin temyiz itirazının reddi gerekir.
2 - Davada, 250.000 lira da ayda 50.000 lira olarak tesbit edilmiş olan gecikme cezası karşılığı istenmiştir. Dairenin teslim için kararlaştırılan 23.6.1985 tarihinde ve onu izleyen 6 aylık süre içinde tamamlanarak teslim edilmediği ihtilafsızdır. Tarafların dilekçelerindeki açıklamalarından ve oturumdaki ifadelerinden teslimi gereken tarihten itibaren 6 aylık süre içinde de inşaat tamamlanmayınca davacının davalılarla anlaşarak ödenmeyen satış bedeline mahsuben inşaatın ikmali için malzeme ve işçi gideri yaptığı, kendi dairesinin tamamlanması için yardımda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının müteahhitlerin isteğine göre kendi dairesini tamamlanması için malzeme alması veya göndermesi ve işçi giderlerini ödemesi gecikme cezası isteme hakkından feragat anlamına gelen ifayı kabul sayılamaz. Öte yandan, daha sonraki tarihte davacı daireye taşınmazdan önce de davalılara gönderdiği 10.11.1986 günlü ihtarnamede ortak yerlerin yaptırılmamış olduğunu ve buranın iskana hazır duruma getirilmediğini, ikamet ettiği dairede tahliye tehdidi altında bulunduğundan iskana elverişli olmayan bu apartmana yani dairesine Aralık 1986 ayı başında taşınmak mecburiyetinde olduğunu taşınmasının noksanları kabul anlamına gelmediğini ve kanundan ve sözleşmeden doğan haklarının mahfuz olduğunu bildirmiştir. Davacı bu ihtarname ile açıkça taşınmasının ifayı kabul sayılmayacağını ve sözleşmeden doğan haklarını saklı tuttuğunu bildirdiğine göre dava konusu yaptığı beş aylık gecikme cezasının talebe hakkı vardır. Daireye taşınmakla gecikme cezası isteminden feragat etmiş sayılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Mahkemenin gecikme cezasından oluşan 250.000 liralık istek bölümünü BK.nun 158/2. maddesine dayanarak açıkça ceza koşulu isteği saklı tutulmadığından söz ederek red etmesi yasaya aykırıdır. Kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte gösterilen nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE ve kararın ikinci bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.