 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/5632
Karar No: 2000/6721
Tarih : 21.04.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Alacaklı 9.10.1999-23.10.1999-10.11.1999 vadeli herbiri 1000 USD bedelli bonolara dayanarak keşideci borçlular hakkında 3 Kasım 1999 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapmıştır. Örnek 163 ödeme emri tebliğ üzerine borçlular merci nezdinde itirazlarında;
a-Ödenmek için bonolar ibraz edilmediğinden takibin durdurulmasını
b-10.11.1999 vade tarihli bono takip tarihi itibariyle muaccel olmadığından bu bono ile ilgili takibin iptalini ve lehlerine %40 inkar tazminatı verilmesini talep etmişlerdir.
Alacaklı vekili, yargılama aşamasında taraflar arasında düzenlenen protokolde muacceliyet koşulunun varlığından söz ederek şikayetin reddine ve %40 inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mercice "Bono borcu aranacak borçlardandır. Muaccel bonolar bakımından alacaklı borçluyu temerrüde düşürdüğünü kanıtlayamadığı için 10.11.1999 vadeli bono için takibin iptaline ve 400 USD.nin takip günündeki TL. karşılığı kadar inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine" karar verilmiştir.
22.3.2000 tarih 2000-12-706-181 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında da açıklandığı gibi "Bononun vadesinde keşideciye (tanzim edene) ibrazı ile borçlu mütemerrit olur. Senedin vadesinde ibraz olunmadığı ahvalde keşideci borçlu TTK.nun 624. Maddesi gereği masraf ve hasar hamile ait olmak üzere bono bedelini notere tevdi ederek borçtan kurtulur. Bu gereği yerine getirmeyen keşideci borçlunun vadesinde senedin ödenmek üzere kendisine ibraz olunmadığı iddiası sonuç doğurmaz " Hal böyle olunca merciin muaccel olan (vadesi gelen) bonolar için alacaklının borçluyu temerrüde düşürmediğine ilişkin gerekçesinde isabet yoktur.
Bonolara dercedilmiş muacceliyet şartı yazılmamış hükmündedir. Ancak senetlerin birinin vadesinde ödenmemesi halinde diğer senetlerin muaccel olacağına ilişkin taraflar arasında ayrıca bir sözleşme yapılması halinde sözleşme ile bonolara açıkça atıf olması durumda muacceliyet koşulu geçerlidir. Bu ilkeden hareketle somut olayda alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde açıklanan protokol celbedilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi de doğru değildir.
Öte yandan muacceliyete ilişkin itirazın kabulü veya reddi halinde İİK.nun 169/a-1 maddesi kapsamında kalmadığından inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin gözardı edilmesi isabetsiz olduğu gibi İİK.nun 58/3. Madde hükmü gereği yabancı para alacağı takip tarihinde TL.ye çevrilmiş olmakla inkar tazminatının 400 USD nin takip tarihindeki TL. karşılığı üzerinden belirlenmemesi yerinde değildir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. Ve HUMK.nun 428.maddeleri uyarınca BOZULMASINA 21.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.