 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 2000/18195
K: 2000/18948
T: 4.12.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İTİRAZIN KALDIRILMASI
- HESAP ÖZETİ
- HESAP KAT İHTARI
Karar Özeti: Süresinde itiraz edilmemiş hesap özetlen, llK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerdendir. Ancak alacaklı banka, hesap özetinin, krediyi kullanan borçluya tebliğinden itibaren, anılan yasa hükmünde öngörülen bir aylık süre geçmeden takibe başladığından, bu maddeden yararlanması mümkün değildir. Diğer borçlu ise, müteselsil kefil sıfatını taşımakta olup, hesap kat İhtan kendisine tebliğ edilememiştir. Bu durum da alacaklı, her iki borçlu için de ilamsız takipte, itirazın kaldırılması için gerekli belgeye sahip bulunmadığından, alacağın tahsil edilip edilemeyeceği de yargılamayı gerektirdiğinden itirazın reddi gerekir.
(2004 s. İİK. m. 68/1, 68 b/2)
(818 s. BK. m. 491)
Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 8.11.2000 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
İİK.nun 68 b/2. maddesi gereğince süresi içinde tebliğ edilen hesap özetinin içeriğine alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten sonra dava edebilir. Süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerdendir. Ancak alacaklı bankanın anılan madde hükmüne göre hesap özetinin tebliğinden itibaren bir aylık süre geçmeden takibe başlaması nedeniyle bu maddeden yararlanması mümkün değildir. Somut olayda borçlu şirket adına çıkarılan hesap kat ihtarı 9.11.1999 tarihinde tebliğ edilmiş, takip ise bir aylık süre dolmadan 10.11.1999 tarihinde başlatılmıştır. Diğer Borçlu Cahit ise, kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını taşımaktadır. Adı geçene gönderilen hesap kat ihtarnamesi tebliğ edilemediği gibi Borçlar Kanunun 491. maddesi gereğince borcun muaccel kılınması yönünde kendisine ihtarat da yapılmadığı görülmektedir. Bu durumda alacaklı, her iki borçlu içinde ilamsız takipte itirazın kaldırılması için gerekli belgeye sahip bulunmadığından alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirmektedir. O halde, itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Sonuç: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 4.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.