 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8565
Karar No : 1997/9065
Tarih : 22.09.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 9.7.1997 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ KARARI:
MK'nun 169. maddesinde; karının şahsi mallarına veya mal ortaklığı usulüne tabi mallara dair Karı-Koca arasındaki hukuki tasarruflar ile koca menfaatine olarak karı tarafından 3. şahsa karşı iltizam olunan borçlar Sulh Hakiminin onayına tabi tutulmuştur.
Takip dayanağı bonoyu muteriz ve eşi keşideci sıfatı ile imzalamışlardır. TTK'nun 690. maddesinin yollaması ile bonalar hakkınad da uygulanması gerkeen 636. maddesi gereğince bonoyu keşideci sıfatı ile imza edenler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatı ile mesuldürler.
BK'nun 483. maddesine göre kefalet bir akittir ki onunla bir kimse borçlunun akdettiği borcun edasını temin etmeyi alacaklıya karşı taahhüt eder. Geçerli olması yazılı olmasına bağlıdır. (BK'nun 484.) senedin kefil sıfatı ile imzalandığına dair bonoda bir açıklık bulunmamaktadır. Kefil olarak imzalanıp lehtara verildiği ve lehtarın bu durumu bildiği yazılı delille de kanıtlanmamaktadır. Borçlular arasındaki iç ilişkinin dar yetkili mercide karinelerle belirlenmesi mümkün değildir. Öte yandan aval hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir durum da bulunmamaktadır. (TTK'nun 612/614) bu durumda borçlunun, kefil ya da aval olarak imza ettiğinin kabulü mümkün değildir.
Mercice; bu yönler gözetilerek itirazın reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle (BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.