 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E. 1995/143
K. 1995/331
T. 19.1.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMBİYO SENETLERİNE ÖZEL TAKİP USULÜ
AVAL VEREN KİMSENİN SORUMLULUĞU
KARAR ÖZETİ: Takip dayanağı belge, bono (emre muharrer senet) niteliğinde olması halinde; takip, kambiyo senetleri ne özel usul ile yapılır. Muhatap ve keşidecinin imzaları dışında poliçenin yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval veren kimse kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi sorumlu olur.
(2004 s. İİK. m.167)
(6762 s. TTK. m. 613/3,614/1)
Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 2.1.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Borçlulardan Ali'ye ödeme emri tebliğ edilmediğinden bu borçlunun henüz itiraz hakkı doğmamış olmakla, itirazının bu nedenle reddi gerekir.
2- (A. B.) ve kooperatif hakkında verilen kararın temyiz incelemesinde:
Alacaklı Vakıflar Bankası tarafından borçlular hakkında yapılan takipte, borçlulara kambiyo senetlerine mahsus takiple ilgili 163 ödeme emri çıkarılıp tebliğ edilmiş, borçlular tarafından yasal süresinde merciye itiraz edilmiştir. İtiraz dilekçesinde takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığı, kredi sözleşmesine dayalı bu takipte borcun takip konusu miktarda olmadığı, yaptıkları ödemelerin kooperatifin bir başka borcuna kaydırılarak temerrüt ve muaceliyetin ortaya çıktığı, borçluların iradesine uygun olmadan doldurulan bonolarla yapılan takibin ve istenen faizin yasaya uygun olmadığı ileri sürülmüş ve takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir. Takip dayanağı belge bono niteliğindedir kredi sözleşmesinde yazılı miktar borçlulara ödenmiş (kooperatif dışındaki) taksitlendirilmiş vade farkı da eklenerek borç miktarı belirlendikten sonra sözleşmenin 5. maddesi gereğince borçlulardan takip konusu bono alınmıştır. Bu bono sözleşmenin teminatı olarak alınmış değildir. Yapılan ödemeler düşüldükten sonra bakiye alacağın takip tarihinden itibaren sözleşmedeki faizi ile birlikte (akdi faiz) tahsili istenmiştir. Bu talepte yasaya aykırı bir cihet yoktur.
Kooperatifin itirazına gelince: İncelenen senet içeriğine göre kooperatifin durumu TTK. nun 613/3. maddesi gereğince aval verendir. Zira muhatap ve keşidecinin imzaları dışında poliçenin yüzüne konan her imza aval şerhi sayılır. İmzalayanların tanzim tarihi itibariyle kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olmadıkları da iddia ve isbat edilmiş değildir.
TTK. nun 614/1. maddesi gereğince aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur. Bu nedenle dayanak bono sebebiyle kooperatifin de itirazları yerinde bulunmamıştır. Bu sebeple borçluların itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.
Sonuç Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.1.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.