 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1991/6167
K: 1991/13418
T: 19.12.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı Vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahalinden daireye 24.5.1991 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 80. maddesine göre işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların ödenmesi gereken primlerini en geç ertesi ayın sonuna kadar ödemeye mecburdur. Prim, süresi içinde ve tam olarak ödenmezse ödenmeyen kısmına, sürenin bittiği tarihten başlayarak 6183 Sayılı Amme Alacaklarının tahsili Hakkındaki Kanunla belirtilen gecikme zammı uygulanır. Daha ve icra takibi açılmış olsa bile, primlerin ödenmemiş kısmı için, tamamı ödenene kadar gecikme zammı tahakkuk ve tahsil olunur. 3320 Sayılı Memurlar ve İşçiler ve bunların Emeklilerine konut edindirme yardımı yapılması hakkındaki Kanunun 8. maddesine göre de, işveren tarafından Sosyal Sigortalar Kurumuna zamanında ödenmeyen konut edindirme yardımları hakkında 506 Sayılı Kanunun 80. maddesi hükmü uygulanır.
80. maddenin açık hükmü karşısında, gecikme zammına gecikme zammı uygulanması prim yada konut edindirme yardımlarına faiz istenmesi mümkün değildir. Buna karşın, gerek prim gerekse konut edindirme yardımlarının yasal süresinde ödenmemesi halinde, ödenmeyen kısmına tahsil tarihine kadar gecikme zammı tahakkuk ve tahsil olunacağı anılan maddenin açık hükmü gereğidir.
Gecikme zammının faiz olmadığı, bir tür gecikme tazminatı, medeni ceza olduğu bilimsel ve yargısal görüşlerde vurgulanmıştır. (Çemberci SSK. şerhi S. 637, İZVEREN Sosyal Politika S. 196, 22.11.1991 T. 514 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Bu nedenle faize faiz yürütülemiyeceği kuralının geciken tazminatı için uygulanamıyacağı açıktır. Tahakkuk ve takip belgesinde belirtilen tarihe kadar tahakkuk ettirilen gecikme zammı tutarı borçlu işverene tebliğ edilmiş, muaccel hale gelmiş olan gecikme zammı konusunda, gecikme zammı tutarının işverene tebliğ tarihinde, B.K.nun 101/1. maddesi gereğince işveren mütemerrit olmuştur. Bu nedenle borç yazısında belirtilen gecikme zammı için borcun tebliğ tarihinden, başka bir anlatımla işverenin mütemerrit olduğu tarihten itibaren faiz istenmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Özetlemek gerekirse: 1 - "Prim" ve "Konut Edindirme Yardımı" alacağının ödenmeyen kısmına tahsil tarihine kadar gecikme zammı tahakkuk ettirilir. Bu alacaklar için faiz istenemez.
2 - Borç yazısında belirtilen gecikme zammı tutarına, niteliği itibariyle faiz olmaması nedeniyle, borç yazısının tebliğ tarihinden itibaren kanuni faiz istenebilir.
Mercice, açıklanan ve maddi ve hukuki olgulara ters düşer biçimde karar verilmesi isabetsizdir.
O halde, alacaklı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Alacaklı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın yukarıda yazılı nedenle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19.12.1991 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.