 |
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
E: 1988/3647
K: 1988/15416
T: 13.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 28.3.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Borçlu (A.S.) hakkında 6.4.1987 tanzim tarihli 2.500.000 liralık bono ile kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte borçlu, takip dayanağı bonoyu kocasının alacaklıya olan borcu karşılığı verdiğini M.K.'nun 169/2 nci maddesine göre sulh hakiminin tasdiki olmadıkça geçerli sayılamayacağını bildirerek takibin durdurulmasını istemiştir.
Alacaklı vekili söz konusu bononun borçlunun kocası (S.S.) için değil, onun ortağı bulunduğu Optaş A.Ş.'nin borcu için verildiğini savunmuştur.
Mercii hakimliği ayrıntılı hiçbir gerekçe göstermeden itirazın reddine karar vermiştir.
Anlaşmazlığın çözümü bononun veriliş amacının belirlenmesine bağlıdır.
Borçlunun kocası (S.S.) ve arkadaşları (O.) (A.S). (S.Ö.) hakkında İstanbul 3. İcra memurluğunun 10153 sayılı dosyasında 7.926.000 liralık alacak için takip yapılmıştır. Bu takip 23.7.1986 tarihinde başlamış, borçlu (S.S.)'ye ödeme emri 13.4.1987 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ancak daha önce İstanbul 3. Ticaret Mahkemesinden alınan 23.7.1986 tarihli ihtiyati haciz kararı alınmış ve bu karar (S.S.)'nin evine gidilerek 6.4.1987 tarihinde fiilen uygulanmıştır. Aynı tarihi taşıyan tutanakta (Borçlu (S.S.)'nin eşi olduğunu beyan eden (A.S.) geldi.) ibaresi yer aldığı gibi tutanağın altını (A.S.) (borçlu eşi) olarak imzalamıştır. 2.200.000 liralık haciz yapılmıştır. Takip konusu bono bu haciz tarihinde düzenlenmiştir. Bonoyu verdikten sonra borçlu alacaklı vekilinden yine aynı tarihi taşıyan bir belge almıştır. 6.4.1987 tarihli belgede koca ile ilgili icra dosyasının 10153 sayılı dosya numarası belirtilmiş ve bono ile istenen borç ödenirse aynı adreste başkaca menkul haczi yapılmayacağı ifade olunmuştur. Bütün bunlardan takip dayanağı bononun (S.S.)'nin borcuna karşılık verildiği açıklık ve kesinlikle anlaşılmaktadır. Karı, kocasının borcunu üstlenmiştir. MK. 169/2/ nci maddesine göre bu borç altına girme işlemi sulh hakimi tarafından tasdik edilmedikçe geçerli değildir.
Bu nedenle itirazın kabulüne karar verilmek gerekirken red edilmesi isabetsiz, borçlu vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmekle merci kararının İİK. 366 ve HUMK.'nun 428 inci maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 13.12.1988 gününde, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1986/10153 sayılı dosyada düzenlenmiş 6.4.1987 tarihli haciz tutanağında, (A.S.)'nin borcu kabul ettiğine ya da icra kefili olduğuna dair bir işaret dahi yoktur. Bilakis haczedilen malların kendisine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur.
B.K.'nun 484 üncü maddesine göre kefalet akdi yazılı şekle bağlı olup olayda böyle bir metin bulunmadığına nazaran, kocanın borcuna kefaletten bahse kanuni imkan yoktur. İcra kefalet mecut değildir. Alacaklı vekili tarafından verilmiş belge ise, 1986/10153 sayılı dosyada başkaca menkul mal haczedilmeyeceğine ait taahhütten ibarettir. 1987/10313 sayılı dosyadaki takip müstakilen borç ikrarını ihtiva eden bonoya dayanmaktadır. Faraziyeler yardımı ile sonuca gidilemez.
Olayda, M.K. 169 uncu maddesi uyarınca sulh hakiminin müdahale ve tasdikini gerektiren bir metin veya senet mevcut değildir. İİK. 169/a maddesi hükmü açıktır. Ortada itirazı haklı gösteren yazılı bir belge yoktur. Merciin red kararı yerindedir.
Açıkladığım gerekçelerle çoğunluk görüşüne karşıyım. Merci kararının onanması gerektiği oyundayım.